Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/2754 E. 2015/5824 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2754
KARAR NO : 2015/5824
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin feshi-tahliye davasına dair karar, duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş, ancak davanın niteliği itibari ile duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davaya konu kiralananın bulunduğu parsellerde … İflas Müdürlüğünün açtığı ihale ile 15.05.2009 tarihinde irtifak hakkı sahibi olduğunu, davalının da aralarında bulunduğu 44 adet villayı kullananlara İİK’nun 135/2-a maddesi uyarınca tahliye emri gönderildiğini ancak kiracıların İcra Mahkemelerinde şikayet yoluna başvurduğunu, davalı dışındaki tüm kiracıların şikayetlerinin reddedildiğini, davalının ise elinde noterlikçe onaylı kira sözleşmesi bulunduğu gerekçesiyle tahliye işleminin iptal edildiğini, davalının kullandığı . nolu parselde bulunan . nolu villanın imar durumunun turizm konaklama tesis alanı olduğunu, turizm amacı dışında taşınmazların kullanılamayacağı, bu hususta… Bakanlığının müvekkiline ihtarname gönderdiğini, davalının uzun süreli mesken amacıyla taşınmazı kullanamayacağı, bunun tahsis amacına aykırı olduğunu, sözleşmenin ifasının BK’nun 117. maddesi uyarınca imkansız, BK’nun 20.maddesi uyarınca yok hükmünde olduğunu belirterek sözleşmenin yasaya aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunun tespiti ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili davacının uzun yıllardır kira sözleşmesine dayalı olarak aidat ve sair taleplerde bulunduğunu, şimdi sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle dava açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğini taşıdığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davaya konu taşınmazın turizm tahsis alanında kaldığı ve bakanlığın izni ve haberi olmadan imara aykırı olarak projelendirilip tahsis amacına aykırı olarak kiraya verildiği, sözleşmenin başından itibaren imkansız olduğu ve bunun herkese karşı ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava dışı önceki irtifak hakkı sahibi olan … arasında, .. ..Noterliğince düzenleme şeklinde hazırlanan 11.01.2000 tarih ve 978 yevmiye no ile 25.12.1999 başlangıç tarihli ve 39 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme ile davaya konu . nolu villanın davalıya kiralandığı, sözleşmenin 5. maddesine göre kiracının 3. kişilere taşınmazı kiraya verebileceği, 6. maddesi uyarınca kiracının vaziyet planına göre villayı inşaa edeceği ve teslime hazır hale getireceği, 7. maddesinde taşınmazın mesken olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır.
Kiracı … ve davalı …. arasında . nolu villa ile ilgili.. ..Noterliğinin düzenleme şeklinde 21.02.2003 tarih ve 5. yevmiye numaralı ile 21.02.2003 başlangıç tarihli ve 37 yıl süreli imzalanan kira sözleşmesinin 4. maddesinde 37 yıllık kira bedelinin 80.000 USD olduğu belirlenmiştir.
Davaya konu villanın bulunduğu Kemer . parsel nolu taşınmazın mülkiyetinin tapuda Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu ve davacı lehine 49 yıl süre ile irtifak hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır.
… İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1070-1501 sayılı, davacısı … tarafından davalı .. ve diğerleri aleyhine, … İflas dairesinin 2003/4 Esas sayılı dosyası ile gönderilen tahliye emrinin iptali istemi ile açılan davada; mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2011/9620-10771 sayılı ve 26.05.2011 tarihli ilamı ile davacı kiracının İİK 135/2 uyarınca kiracılık sıfatını ispat ettiği gerekçesiyle verilen kararın onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün 19/10/2010 tarihli yazısı ile 20 parsel sayılı taşınmazda bulunan konutların her birinin ayrı ayrı kullanıcısının bulunduğu ve çok azının kullanım dışı olduğunun tespit edildiği,.parselin 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu ile ilgili Yönetmelik uyarınca turizm amaçlı değerlendirilmek üzere tahsis edildiği, söz konusu .parselde bulunan yapıların Bakanlığın bilgisi dışında uzun süreli kiralama yoluyla üçüncü kişilere kullanım haklarının devredilmesinin ve bu taşınmazların fiilen konut olarak kullanılmasının tahsis amacına ve tahsis koşullarına aykırı olduğu bildirilmiştir.
Dava dışı … ve davalı … arasında imzalanan kira sözleşmesinin 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 27.maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 20.maddesi) hükmüne aykırı olduğunu söyleyebilmek için konusunun imkansız veya gayri muhik ya da ahlaka adaba ve kanunun emredici hükümlerine aykırı olması gerekir. Bu unsurların saptanması halinde akit mutlak butlanla batıl olup, sözleşme başından itibaren geçersiz olur. Yine sözleşmenin gabin, hata, hile, ikrah altında yapıldığı iddiası var ise, sözleşmenin iptalini ya da feshi talep edilebilir. (B.K. 21, 24, 28, 30.maddeleri) Davacı, kiralanan taşınmazın imar planında turizm tesis alanında kaldığı ve turizm amacı dışında uzun süreli kira sözleşmeleri ile mesken olarak kullanılamayacağı gerekçesiyle sözleşmenin yok hükmünde olduğu iddiasına dayanmış ise de; Kira akdinin tarafların özgür iradeleri ile kurulduğu, konusunun ve koşullarının belirlendiği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen Borçlar Kanunu hükümlerine göre akdin feshini, geçersizliğini gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Davada dayanılan kira sözleşmesi ayaktadır ve geçerliliğini sürdürmektedir. Bu durumda, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.