Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/233 E. 2015/2111 K. 03.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/233
KARAR NO : 2015/2111
KARAR TARİHİ : 03.03.2015

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı ve davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalılar vekili Av. S.. Ö.. ve davacı şirket vekili Av. G..Ö.. geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davada güvence parasının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir. Mahkemece asıl davada 85.000 Dolar alacağa yönelik itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine, birleşen davada verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine, hüküm davalılar vekili ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.2002 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı ile kiraya veren Saim Dolar arasında geçmiş dönem kira borçlarının tasfiyesine ilişkin olarak düzenlenen 03.01.2002 tarihli tediye makbuzunda, ayrıca kiracı davacı şirket tarafından 85.000 Dolar güvence parası verildiği yazılmıştır. İcra mahkemesince kiralananın tahliyesine dair verilen kararın icraen infazı sırasında kiralananın anahtarları davacı kiracı tarafından 13.05.2008 tarihinde icra dosyasına teslim edilmiş, kiraya verenler vekilince de 16.05.2008 tarihinde teslim alınmıştır. Bundan sonra davacı, Sarıyer İcra Müdürlüğü’nün 2008 / 2816 sayılı dosyasında 20.06.2008 tarihinde ve Sarıyer İcra Müdürlüğü’nün 2009 / 774 sayılı dosyasında 12.03.2009 tarihinde davalılar hakkında başlattığı icra takipleri ile, 85.000 Dolar güvence parasının tahsilini talep etmiştir. Davalıların yasal süresi içinde sahte belgeye dayalı olarak yapılan icra takibi dolayısıyla davacı kiracıya borçları olmadığından söz ederek itirazda bulunmaları üzerine, işbu itirazın iptali davaları açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucu, Adli Tıp Kurumu’nca icra takibinde dayanılan tediye belgesindeki imzanın kiraya veren Saim Dolar’a ait olduğunun ve güvence parasının ödendiğine ilişkin ibarenin belgeye sonradan eklendiğine dair yeterli bulgu saptanamadığının belirtilmesi nedeniyle, birleşen davanın derdestlik nedeniyle açılmamış sayılmasına, asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karar Dairemizin 20.11.2012 gün ve 2012 / 11822 Esas, 2012 / 15089 Karar sayılı ilamı ile, Adli Tıp Kurumu raporunda belgeye güvence parasının ödendiğine ilişkin ibarenin sonradan eklendiğine dair yeterli bulgu bulunmamakla birlikte, tediye makbuzunun diğer nüshasını içerir dip koçanının gönderilmesi halinde karşılaştırmalı inceleme yapılarak yeniden rapor düzenlenebileceğinin açıklanması karşısında bu konuda araştırma yapılmasına ve davacı kiracı tacir olduğundan ticari defterlerinin incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesine işaretle bozulmuştur. Bozma sonrasında her iki taraf vekili, tediye makbuzunun diğer nüshasının ve dip koçanının kendilerinde olmadığını beyan etmişler, ayrıca davacı vekili 13.05.2014 tarihli oturumda söz konusu belgenin davacının ticari defterlerinde yer almadığını belirtmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 222/5.maddesi hükmü gereği taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtlarını kabul ettiğini belirtir, ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. Davalılar vekili de, delil listesinde delil olarak davacı kiracı şirketin ticari defterlerine dayanmış, davacı vekili ise, bu defterleri ibraz etmediği gibi, yargılama sırasında tediye makbuzunun kayıtlarda yer almadığını ikrar etmiştir. İcra takibi sırasında ve davada, varlığı ve geçerliliği itiraza uğrayan 85.000 Dolar gibi yüksek bedelli güvence parasının ödendiğine ilişkin tediye makbuzunun gelir ve giderlerini ticari defterlerinde göstermek zorunda olan davacı kiracı şirketin kayıtlarında bulunmaması düşünülemez. Var olan duruma göre, davacı kiracı takip konusu yaptığı güvence parasını ödediğini kanıtlayamadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesine gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğu görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve bozma sebebine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir olunan 1.100.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 03/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.