Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/2307 E. 2015/8018 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2307
KARAR NO : 2015/8018
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2012/212-2013/1747

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tesbiti davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 01.01.2012 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 2275 TL. olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacı vakfa ait taşınmazın 01.01.2003 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme ile davalıya kiralandığını, 2011 yılı için 1568 TL. olan aylık kira bedelinin 01.01.2012 tarihinden itibaren 3500 TL. olarak ödenmesi 05.12.2011tarihli ihtarname ile bildirilmesine rağmen kira artışının davalı tarafından kabul edilmediğini belirterek 01.01.2012 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 3500 TL. olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, talep edilen kira bedelinin fahiş olduğunu ve davanın reddini savunmuştur.
2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu madde önceleri sadece Hazine tarafından bu kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 13.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 Sayılı Belediye Kanununun 15/p-3 maddesi hükmüyle belediye taşınmazları 5538 Sayılı Kanunun 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdareleri ve son olarak 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait taşınmazlar hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Bu madde ile adı geçen kurumlara tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Yasal süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağı hüküm altına aldığından, 2886 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir.
Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez.
Somut olayda; Dairemiz geri çevirme kararı üzerine davacı idare tarafından gönderilen cevabi yazıda dava konusu taşınmazın ilk olarak Mehmet Bahçecigil’e kiraya verildiği belirtilmiş ise de taşınmazın adı geçen ilk kiracıya 2886 Sayılı Kanun gereğince ihale ile kiraya verilip verilmediği dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Mahkemece kiralananın ihale ile kiraya verilip verilmediği hususu araştırılarak, ihale ile kiraya verilmiş ise sözleşme süresinin sona ermesinden sonra kira ilişkisi 6570 Sayılı Kanununun 11.maddesi gereğince yıldan yıla yenilenerek uzamış ise de Vakıflar İdaresine 2886 Sayılı Kanunun 75.maddesinden yararlanma hakkı tanıyan 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun yürürlüğe girdiği 27.02.2008 tarihini izleyen son dönemin bittiği 31.12.2008 tarihi itibariyle sözleşmenin sona erdiğinin kabulü gerekir. Bu durumda taraflar arasında kiracılık ilişkisi kalmayacağından kira parasının tespitini istemek de mümkün olmayacaktır. Mahkemece yapılacak araştırma sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 06/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.