YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2050
KARAR NO : 2015/2179
KARAR TARİHİ : 04.03.2015
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmemesi üzerine davacı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine karar davalı tarafından, yargılamadan haberdar olmadığı, savunma hakkının engellendiği, yapılan tebligatın usulsüz olduğu belirtilerek temyiz edilmiştir.
6100 Sayılı HMK.nın 27. maddesi uyarınca davanın tarafları kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını da içermektedir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Tebligat Kanunun’da 6099 Sayılı Yasa ile değişikliğe gidilmiştir. 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle Tebligat Kanununun 10. maddesi “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.01.2011 – 6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” T.K.’nun 21/2. maddesi (Ek fıkra:11.01.2011 – 6099 S.K./5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır”. hükmünü içermektedir. Tebligat Kanunu 17 ve Tebligat Tüzüğünün 23.maddesindeki düzenlemeye göre belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
Olayımızda, Duruşma gün ve saatini bildiren dava dilekçesi “Gösterilen adresin kapalı olması sebebiyle en yakın komşusuna soruldu muhatabın çarşıda olduğu öğrenildiğinden mahalle muhtarına teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılmıştır.En yakın komşusu isim ve imzadan kaçındı” şerhiyle tebliğ edilmiştir. Davalı, şirket olmayıp gerçek kişidir. Ayrıca tebligatlar sırasında haber verilen komşunun kim olduğu yazılmadan tebligat yapılmıştır. Bu durumda Tebligat Kanunun 21. maddesine aykırı olarak dava dilekçesi ve duruşma gününe ilişkin davalıya yapılan tebligat usulsüzdür. Dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir tebligat usulünce yapıldıktan taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.