Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/12085 E. 2016/7223 K. 05.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12085
KARAR NO : 2016/7223
KARAR TARİHİ : 05.12.2016

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının 6.200,00 TL kira alacağı üzerinden itirazın kaldırılmasına, takipten sonra 30 günlük yasal süre içerisinde yapılan 6.000,00 TL’lik ödemenin İcra Müdürlüğünce kapak hesabı yapılırken dosya borcundan mahsubuna, Tahliye davasının konusu kalmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı alacaklı 01.04.2009 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 10.08.2011 tarihinde tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2011 Mart ayı kira bedeli bakiyesi 400,00 TL, Aylık 2.300,00 TL’den 2011 yılı Nisan, Mayıs, Temmuz, Ağustos ayları kira bedeli, 2011 yılı Haziran ayı kira bedeli bakiyesi 300,00 TL ve sözleşmenin 17.maddesine göre muaccel olan aylık 2.300,00 TL’den 2011 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve 2012 yılı Ocak, Şubat, Mart ayları kira bedeli toplamı 26.000,00 TL kira alacağının tahsilini istemiş, ödeme emri davalı borçluya 12.08.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı 17.08.2011 tarihli itiraz dilekçesinde, borcun tamamına itirazı üzerine takip durdurulmuştur. Davalı cevap dilekçesi ile, müvekkilinin kira dönemi içinde eksik ödeme yapmadığını, ödenmesi gereken toplam miktarın 56.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin davacıya 62.300,00 TL ödeme yaptığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece ilk kararında davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının kaldırılmasına, 17.200,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, temerrüt sabit olmakla taraflar arasındaki akdin feshi ile, davalının mecurdan tahliyesine karar verilmiştir. Davalının temyizi ve ilk kararın dairemizce bozulması üzerine mahkemece ikinci kararında; davanın kısmen kabulüne, davalının 2.300,00 TL asıl alacak üzerinden itirazının kaldırılmasına, taraflar arasındaki akdin feshi ile, davalının mecurdan tahliyesine karar verilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ikinci kararın yine davalı tarafça temyizi üzerine, Dairemizin 11.09.2014 tarihli ve 2014/7902. E, 2014/9707 K. sayılı ilamı ile; “…Mahkemece davalının tacir olmadığı kabul edildiğine göre değerlendirmenin takip tarihi itibarıyla muaccel olup ödenmeyen kira alacağına göre yapılması gerekir. Bu durumda sözleşmedeki ödeme zamanına ilişkin düzenleme de dikkate alınarak 2011 yılı Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları kira bedellerinin ödenip ödenmediği tespit edilmelidir. Davalı tarafından sunulan bir kısım ödeme belgelerinde hangi ayın kirasının ödendiği belirtilmemiş ise de bazı ödeme belgelerinde yapılan kira ödemesinin hangi aya ait olduğu gösterilmiş olup ödeme belgelerinde Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayı kira ödemesi oldukları belirtilmiştir. Yapılan bu ödemeler bilirkişi raporunda hesaba dahil edilmiş ise de takibe konu aylara hasren yapılan ödemeler değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken kira ilişkisinin başlangıcından itibaren takibe konu olmayan kira bedellerine karşı kira ilişkisi boyunca yapılan ödemeler mahsup edilerek sonuca gidilmesi doğru değildir. O halde mahkemece takibe konu muaccel kira alacakları ile ilgili yapılan ödemeler konusunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; bozma ilamı doğrultusunda alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının 6.200,00 TL kira alacağı üzerinden itirazının kaldırılmasına, takipten sonra 30 günlük yasal süre içerisinde yapılan 6.000,00 TL ödemenin icra müdürlüğünce kapak hesabı yapılırken dosya borcundan mahsubuna, davalı vekili duruşmada tazminat talebinde bulunduğundan takip talebinde muacceliyet şartı gereğince istenilen kira alacağı dışındaki reddedilen kısım olan 3.700,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak % 20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, dava devam ederken mecur tahliye edildiğinden tahliye davasının konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı tarafça verilen cevap dilekçesi ve temyiz dilekçelerinde, davalı tarafın icra inkar tazminat talebi bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemenin de Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, davacı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşmuş olduğundan, son kararda davalı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir. Mahkemece davalı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değil ise de, karardaki bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılması gerekli olmadığından, hüküm fıkrasının 4. paragrafında yer alan “3.700,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak % 20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine” kısmının karar metninden çıkartılmak suretiyle, kararın bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına, 05/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.