Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/9926 E. 2015/8766 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9926
KARAR NO : 2015/8766
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

MAHKEMESİ : Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/01/2014
NUMARASI : 2010/790-2014/56

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı elatmanın önlenmesi ve tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Asıl dava, elatmanın önlemesi istemine birleşen dava ise kira sözleşmesinin kiraya verenin tarafından haksız feshi nedeniyle kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava hakkında dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delilere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz istemleri yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin tazminata ilişkin temyiz itirazlarına gelince:
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; Davacının, davalı A.. E..’na ait tarla vasfındaki 3 adet taşınmazı noterden yapılma icar sözleşmesi ile kiraladığını, diğer davalı V.. B..’ın ise davacının kiraladığı tarlaları yer sahibi ile birlikte ekeceğini beyan ederek tarlalarda ekim dikim faaliyetini başlatan kişi olduğunu, 2010 yılının Kasım ayında davacının taşınmazlarda ekim hazırlığı yaparken davalı V.. B..’ın bu tarlalarda çalıştığını gördüğünü, çalışmaları sonlandırmasını istemesi üzerine davalının diğer davalı A.. E.. adına taşınmazı işlediğini bildirdiğini, davalının mevcut kontrata karşın davacının çalışmasına izin vermeyerek tarlayı kendisinin ekeceğini bildirdiğini, davalının sözleşmeyi fesih beyanına rağmen davacıya resmi veya yazılı bir bildirimde bulunulmadığını, feshin tek taraflı beyanla gerçekleşemeyeceğini, davalının eyleminin açıkça hukuka aykırı olduğunu, fesih sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebileceğini, belirterek dava konusu edilen taşınmazlara davalıların sözleşme sonu olan 31/11/2011 tarihine kadar müdahalelerinin men’ine karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada ise; Davalının hukuka aykırı fiili nedeniyle kiraladığı taşınmazlarda domates ekimi gerçekleştiremeyen davacının domates ekimi gerçekleştirebilseydi elde edeceği kazancı davalıdan talep etmiştir. Davalı V.. B.. cevap dilekçesinde; Davalı A.. E..’nun tarlalarına girmediğini, çalışmadığını, ekmediğini, böyle bir işi A.. E.. adına da yapmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı A.. E.. vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; Davalı Ayfer ile davacı M.. Ö.. arasında Karacabey 2. Noterliğinin 03/05/2010 tarihli 02441 yevmiye numaralı arazi kira sözleşmesi yapıldığını, yapılan bu sözleşme ile Bursa ili Karacabey ilçesi Küçükkarağaç köyünde bulunan üç adet tarlanın tarımsal faaliyette kullanması amacıyla sadece M.. Ö..’e kiralandığını, sözleşmenin 5. mad. “Kiracı , kiraya verenin yazılı oluru olmadan kiralan taşınmazı başkasına kiralayamaz, yanına ortak alamaz. aksi taktirde kiraya veren süre bitimini beklemeksizin kira sözleşmesini bu nedenle feshedebilir” düzenlemesinin bulunduğunu, davacı M.. Ö..’in bu maddeyi açıkça ihlal ettiğini, ve tarlaları 3 . kişi Ş.. D..’in kullandığının tespit edilmesi üzerine kira sözleşmesinin 5. maddesi gereği sözleşmeyi feshettiğini, mülkiyet hakkı gereği 3.kişiyi men ettikten sonra da fiilen zilyet olan davalının taşınmazlara enginar ve buğday ektiğini, dava konusu taşınmazların davalı malik tarafından ekildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı A.. E..’na ait üç adet tarlanın davacı M.. Ö.. tarafından 01/05/2010 başlangıç tarihli 18 ay süreli kira sözleşmesi ile 20.000 TL bedel karşılığında kiralandığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 5. Maddesinde; “Kiracı, kiraya verenin yazılı oluru olmadan kiralan taşınmazı başkasına kiralayamaz, yanına ortak alamaz. Aksi taktirde kiraya veren süre bitimini beklemeksizin kira sözleşmesini bu nedenle feshedebilir.” Düzenlemesi bulunmaktadır. Davalı kiraya veren sözleşmenin 5. Maddesinin ihlal edilerek taşınmazların 3. Kişiye kullandırıldığı iddiasıyla Beyoğlu 28. Noterliğinin 28/09/2010 Tarih ve 15964 Y nolu ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş ancak fesih ihtarı usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. Türk Borçlar Kanun’unun 366. ve 316. maddeleri gereğince fesih ihtarı usulüne uygun tebliğ edilmediğinden sonuç doğurmaz. Bu sebeple kira sözleşmesi ayaktadır ve devam etmektedir. Dava konusu taşınmazların sözleşme süresince davalı tarafından davacıya kullandırılmadığı, davalının asıl davaya cevap dilekçesinde de bildirdiği üzere kendisi tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. Kural olarak kiraya veren haksız fesih halinde kiracının uğradığı zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak TBK.nın 114. (BK 98) maddesi göndermesi ile aynı kanunun 52. (BK 44) maddesi uyarınca kiracının da zararın artmasına neden olmaması gerekir. Bu durumda davacının sözleşme süresi ile sınırlı olarak tazminat isteme hakkı doğmuştur. Mahkemece tüm bu hususlar değerlendirilerek bu çerçevede bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (2) No’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.