Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/9812 E. 2015/7828 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9812
KARAR NO : 2015/7828
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : Karşıyaka 3. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2014
NUMARASI : 2012/1195-2014/733

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.11.2011 başlangıç tarihli ve 6 ay süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile kiralanan, konut olarak kullanılmak üzere kiralanmış olup, aylık kira bedelinin 800 TL olduğu, her ayın beşine kadar banka hesabına ödeneceği kararlaştırılmış, sözleşmenin son sayfasında Ekim ayından 9 günlük 200 TL ve Kasım ayı kirası olarak 1000 TL nin 01.11.2011 tarihinde ödeneceği belirtilmiştir. Sözleşmenin özel şartlarının 13.3 maddesinde ise kira bedelinin bir ay ödenmemesi halinde dönem sonuna kadar olan kira bedellerinin muaccel hale geleceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından 13.12.2011 tarihinde başlatılan icra takibinde ödenmeyen ve muaccel hale gelen 6 aylık kira alacağı toplamı 5000 TL asıl alacak ile 683,33 TL işlemiş faiz alacağının tahsilini istemiştir. Davalının itirazı üzerine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi ile açılan davada davalı vekili, sözlü mutabakat çerçevesinde anahtarı iade ettiğini, taşınmaza doğalgaz bağlanmadığından başka bir daireyi kiraladığını taşınmazı kiralayanın oğlunun kullandığını belirterek davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalının 5000 TL asıl alacak ile 52,05 TL işlemiş yasal faiz alacağına itirazın iptaline karar verilmiştir.
Kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçmişe Etkili Olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı kanunun görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı, faize ilişkin 88’nci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 13.3 maddesinde muacceliyet koşuluna yer verildiği görülmekte ise de, yeni yasal düzenleme karşısında bu koşulun davalı kiracının sıfatı ve kiralananın niteliğine göre geçersiz hale geldiğinin kabulü gerekir.
Öte yandan dosya kapsamına göre davalının, kiralananın anahtarlarını davacı kiralayana teslim ettiği iddiası davalı tarafından sunulan delillerle kanıtlanamamış ise de davacı vekili tarafından, taşınmazın yeniden başka bir kişiye kiralanmasına ilişkin, 15.06.2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi dosyaya sunulmuş olup kiralananın tahliye edildiği çekişmesiz hale gelmiş, ancak hangi tarihte tahliye edildiği hususu belirsiz kalmıştır. Kiralananın tahliye tarihinden sonraki kira alacağı yönünden kiracının sorumluluğu tahliye tarihi ile kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesi için gereken makul süre kira parası ile sınırlı olup mahkemece, kiralananın hangi tarihte tahliye edildiği tespit edildikten sonra sözleşmenin bitiş tarihi de dikkate alınarak tahliye tarihinden itibaren kiralanan taşınmazın aynı koşul ve şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceğinin tespiti ile bu süreye isabet eden makul süre kira alacağı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.