Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/9091 E. 2014/11824 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9091
KARAR NO : 2014/11824
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kiracılık sıfatının tespiti, itirazın iptali, tahliye

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti, itirazın iptali, tahliye davasına dair karar, davacı-k.davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Temyize konu 2011/176 esas sayılı asıl davada davacı Avşaroğlu Ltd. Şti kiracılık sıfatının tespiti, yine birleşen 2011/285 esas sayılı dosyada davacı kiraya veren …, itirazın iptali, tahliye, yine birleşen 2012/106 esas sayılı dosyada davacı kiraya veren … tahliye isteminde bulunmuş, mahkemece 2011/176 esas sayılı dosya yönünden davanın reddine, birleşen 2011/285 esas sayılı dosyada alacak davasının kısmen kabulü ile 11.721,69 TL üzerinden davalının itirazının iptaline, bu davada talep edilen tahliye istemi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, birleşen 2012/106 esas sayılı dosyada davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi üzerine hüküm davacı-birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı … Ltd. Şti vekili kiracılık sıfatının tespitine ilişkin 2011/176 esas sayılı asıl davada 27.06.2013 tarihli celsede davacı vekili davayı takip etmeyeceklerini bildirmiş, 12.09.2013 tarihli celsede de davalı vekili davayı takip etmeyeceklerini bildirdiği halde HMK’nun 150/5. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
2- Birleşen 2011/285 esas sayılı dosyada davacı vekilinin 11.07.2011 tarihli celsede tahliye talebinden feragat ettiği, feragatin ise kesin hükmün sonuçlarını doğurmasına göre bu davada tahliye talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
3- Birleşen 2011/285 esas sayılı dosyada itirazın iptaline ilişkin dava yönünden dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı … vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
4- Birleşen 2012/106 esas sayılı dosyaya ilişkin davalı … vekilinin temyiz itirazlarına gelince ;
Davacı … vekili birleşen 2012/106 esas sayılı dosyada, birleşen 2011/285 esas sayılı dosyada ödeme emrinde belirtilen altmış günlük süre dolmadan tahliye istediklerini bu nedenle o dosyanın 11.07.2011 tarihli duruşmasında tahliye talebinden vazgeçtiklerini belirterek bu dosyada davalının tahliyesini ve bu dosyanın 2011/176 esas sayılı dosya ile birleştirilmesi isteminde bulunmuştur.
Tarafların anlaşmasıyla kiralayana kira bedellerine karşılık olarak bono verilebilir. Bu durumda kira alacağının tahsili ticari senede bağlanmış olup ticari senetlerin tahsiline ilişkin hükümlerin uygulanması zorunludur. Ticari senetlerin ciro kabiliyeti bulunduğundan kiracının kiralayana verdiği senedin halen kimin elinde olduğunu bilmesi gerekir. Senet tahsil için bankaya verilmiş ise banka tarafından gönderilen ihbarla senedin kime ödeneceği borçlu tarafından biliniyor demektir. İhbara rağmen ödenmemesi halinde ihtar göndermek suretiyle temerrüt veya iki haklı ihtara konu yapılabilir. Senet bankaya tahsile verilmeyip alacaklının elinde ise alacaklı borçlunun ayağına gidip senedi verip bedelini alması gerekir. Alacaklı bu yola gitmeden doğrudan doğruya keşide ettiği ihtara dayanarak temerrüt nedeniyle tahliye isteyemez.
Olayımıza gelince; Davalı … davacı alacaklıya çektiği 04.11.2010 tarihli ihtarda aralarında Mart 2010 ile Mart 2015 arasında geçerli olmak üzere bir işletim hakkı sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davacı alacaklıya her yıl için ve tarihlerin de belirtilmesiyle 5 adet 25.000-Euro’luk bono verildiğini ve ilk yılın yani bu 2010 yılının bonosu için elden davacı alacaklıya 40.000-TL ödendiğini ve bononun arkasına bu ödenen miktarın yazıldığını bildirmiş olup davacı alacaklı tarafından da bu husus kabul edilmektedir. Davacı alacaklı vekili, 23.12.2010 tarihinde başlattığı icra takibi ile 01.03.2010 tarihli, 5 yıl müddetli, yıllık 25.000 Euro bedelli kira sözleşmesine dayanarak, 25.000 Euro kira alacağından bakiye 5.787 Euro karşılığı, 12.156,75 TL kira alacağının tahsili isteminde bulunmuş, davalı süresinde imza itirazında bulunmuş her ne kadar yapılan incelemede imza davalı …’a ait çıkmamışsa da yukarıda belirtildiği üzere davalının çektiği ihtarname ile kira ilişkisini kabul ettiği, davacıya ait otelde 2010 yılı Mart ayından itibaren kiracı olarak bulunduğu, her yıl kirası için davacı alacaklıya 25.000 Euro tutarında senet verildiği, 2010 yılına ait bonodan 40.000 TL sinin ödendiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda davacı alacaklının yukarıda açıklandığı üzere ticari senetlerin tahsili yöntemine başvurmaksızın kira alacağının tahsili için doğrudan icra takibi yapması usul ve yasaya aykırıdır. Senet bankaya tahsile verilmeyip alacaklının elinde ise alacaklı borçlunun ayağına gidip senedi verip bedelini alması gerekir alacaklı bu yola gitmeden doğrudan doğruya keşide ettiği ihtara dayanarak temerrüt nedeniyle tahliye isteyemez. Bu nedenle tahliye talebinin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle 2011/285 esas sayılı dosyada davalı … vekilinin alacağa yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, yukarıda 1, 2 ve 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle 2011/176 esas sayılı, 2012/106 esas sayılı dosyalar ile 2011/285 esas sayılı dosyada tahliye istemine ilişkin karar yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile 6100
sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.