YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8519
KARAR NO : 2015/4724
KARAR TARİHİ : 11.05.2015
MAHKEMESİ : İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2013/269-2014/123
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili 25.09.2012 tarihinde başlattığı icra takibi ile aylık 850 TL den on iki aylık toplam 10.200 TL kira parasının tahsili isteminde bulunmuş, davalı süresinde yaptığı itirazında borcu bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece davalının kira bedelini ödemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında 01.06.2011 tarihli, bir yıl müddetli yazılı kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedeli 200 TL olarak belirtilmiş ise de gerçek kira bedelinin 850 TL olduğu davacı ve davalının kabulündedir. Davacı vekili dava dilekçesi ile yazılı ve sözlü beyanlarında, davalı kiracının sözleşme yapıldığından beri kira bedelini ödemediğini, 05.01.2012 tarihinde sözleşme süresi bitmeden taşınmazı tahliye ettiğini, davacı kiraya verenin sözleşme bitimine kadar taşınmazı yeni birine kiraya verme imkanı bulamadığını, davalı kira ödemediğinden davacı kiraya verenin bir yıllık sözleşme süresi boyunca kira gelirinden mahrum kaldığını bildirmiştir. Davacı vekilinin açıklamalarından sözleşme başlangıcından dönem sonuna kadar tüm kira bedellerinin tahsilini istediği anlaşılmaktadır. Davalı kiracı, süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Bununla birlikte Borçlar Kanunun 96. (TBK 112.) maddesi göndermesi ile aynı kanunun 44. (TBK 52.) maddesi uyarınca, davacı kiralayanın bu yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasının önlemesi için kendisine düşen ödevi yapmak durumundadır. Bu durumda davacının zararı, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Aksi takdirde hakim tarafından tenkise tabi tutulur. Bunun için mahkemece yerinde uzman bilirkişi ile keşif yapılarak kiralananın aynı koşullarda ne kadar sürede kiraya verileceğinin tespit edilmesi, kiracının sorumlu olacağı makul süre belirlenerek sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekir. Ne var ki sözleşmenin özel şartlar sekizinci maddesinde ” Kiracı kiralananı boşaltmak istediği taktirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek
./..
zorundadır ” düzenlemesiyle makul süre taraflarca bir ay olarak kararlaştırılmıştır. Bu durumda davacı vekilinin tahliye tarihi olarak bildirdiği 05.01.2012 tarihinden itibaren bir aylık makul süre kirasına hükmetmek gerekirken davalı kiracının dönem sonuna kadar tüm kira bedellerinden sorumlu tutulması doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,11 05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.