YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7585
KARAR NO : 2015/3298
KARAR TARİHİ : 02.04.2015
MAHKEMESİ : İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2012/165-2014/141
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava kiracı tarafından peşin ödenen kira parasının kiralananın tahliye edilmesi nedeni ile tahliye tarihinden itibaren dönem sonuna kadar olan bakiye kısmının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı tarafından 25/02/2010-25/02/2011 tarihleri arasındaki yıllık kira bedeli olan 107.400 USD’nin peşin olarak 01/03/2010 tarihinde davalıya ödendiğini, ancak davalı tarafından akde aykırılık iddiası ile İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/118 Esas sayılı dosyası ile açılan tahliye davasının sonuçlandığını, ilamın İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2010/29970 sayılı dosyası ile infaz edilerek mecurun 04/12/2010 tarihinde tahliye edildiğini, 04/12/2010-25/02/2011 tarihleri arasındaki kira karşılığı 23.866 USD nin iadesi için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, peşin olarak alınan kira parasının mecurun tahliye edilmesine rağmen iade edilmediğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kiracının akde aykırı davranarak müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, sözleşme ve yasa hükmü dışında hiçbir bedel almadığını, yasal haklarını kullandığını davalı hakkında tazminat istemi ile açılan davalar bulunduğunu bunların sonucunun beklenmesi gerektiğini zararının henüz giderilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tahliye tarihinden itibaren dönem sonuna kadar olan kira bedelinin 24.416,59 USD olarak hesaplandığı ancak davacının talebinin 23.866 USD olduğu bildirilmiş, kiracının tahliye tarihinden sonrası aylar için kira borcu ödemek zorunda olmadığı belirtilerek davanın kabulü ile davalının İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2011/24324 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının iptaline, takibin 23,866 USD üzerinden devamına ve asıl alacak üzerinden hesaplanacak % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
1-) Dosya kapsamına toplanan delillere mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalı vekilinin kabul edilen alacak miktarına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 25/02/2005 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile apartman dairesi konut olarak kullanılmak üzere yıllık 78.000 USD bedelle ve kira bedeli yıllık peşin olarak ödenmek üzere davacıya kiralanmış olup sözleşmenin 14.4 maddesinin son cümlesinde kiracının kiraya verene bir ay öncesinden ihbar etme şartı ile kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedebileceği kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar.
Kira ilişkisi devam ederken kiraya veren tarafından kiracı hakkında açılan davada, İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12/10/2010 tarih ve 2010/118 Esas 2010/1163 Karar sayılı kararı ile kiracının sözleşmeye aykırı olarak kiralananda tadilat ve değişiklikler yaptığı ihtarnameye rağmen eski haline getirilmediği belirtilerek sözleşmeye aykırılık nedeni ile kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Hükmün icraya konulması üzerine, kiracı İcra Müdürlüğünce 04/12/2010 tarihli tahliye tutanağı ile tahliye edilmiştir.
Kiralananın kiracı tarafından kira süresinden önce haksız olarak tahliye edilmesi halinde, kural olarak kiracı dönem sonuna kadar olan kira paralarından sorumludur. Ne var ki, kiraya verenin de tahliye sonrasında üzerine düşeni yerine getirmesi ve kiralananın yeniden kiraya verilmesi için çaba göstermesi gerekir. Bu durumda davacı kiracının sorumluluğu, kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesi için geçecek süre kira parası ile sınırlıdır. Dava konusu olayda, her ne kadar kiralanan, kiracı tarafından akde aykırılık nedeniyle açılan tahliye davası sonucu verilen karar gereği tahliye edilmiş ise de, kesinleşen tahliye kararına göre bu duruma davacı kiracının söz1eşmeye aykırı davranışları yol açmış, başka bir anlatımla kiralananın tahliyesine kiracı kendisi sebebiyet vermiştir. Bu durumda kiracı yukarıda açıklandığı üzere taşınmazın aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesine kadar geçecek makul süre kira parasından sorumludur. Ancak taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 14.4 maddesinin 2. cümlesinde bu süre bir ay olarak belirlenmiş olup mahkemece bu süreye karşılık olan kira parası hesaplanarak iadesi istenen kira bedelinden mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tamamen kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi