Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/6805 E. 2015/2045 K. 02.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6805
KARAR NO : 2015/2045
KARAR TARİHİ : 02.03.2015

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde, 15.03.2008 tanzim, 15.02.2009 vade tarihli, 6.500 TL bedelli senede dayalı olarak, davalı tarafından kendisi hakkında takip yapıldığını ancak davalı ile kira sözleşmesi yapılırken davalıya sadece keşideciye ait bilgiler ve imza atılmış iki adet boş senet verdiğini, aynı gün bir başka kiracının da davalıya bir adet boş senet verdiğini, kiralananı bir yıl sonra boşalttığını, davalıya herhangi bir kira borcu bulunmadığını, kiralanana da bir zarar vermediğini ve davalıyla arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını belirterek takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili senede karşı senetle ispat zorunluluğu bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki kira sözleşmesi yazılı delil başlangıcı kabul edilerek davacı tanıkları dinlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında 01.01.2008 tarihli ve bir yıl süreli, aylık 500 TL bedelli kira sözleşmesi var ise de, sözleşmede depozito olarak senet verildiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bundan ayrı takibe konu senet üzerinde de depozito olarak verildiğini gösterir bir kayıt yoktur. Takibe konu senette bedelinin nakden alındığı yazılıdır. Senet üzerindeki bu kayıt keşideci ile lehdar arasındaki temel ilişkiyi göstermekte olup keşidecinin temel ilişki uyarınca lehdardan para aldığını, dolayısıyla bononun bedelsiz ya da karşılıksız bir bono (hatır bonosu) olmadığını gösterir. Davacı bunun aksini ileri sürüyorsa iddiasını HMK’nın 200. maddesi gereğince senetle ispat etmek zorundadır. Söz edilen maddede ‘Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz ” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı takibe konu senedin depozito için verildiğini iddia etmekte ise de bu iddiasını yazılı bir delil ile ispatlayamamıştır. Öte yandan davalı, davacının tanık dinletmesine muvafakat etmemiştir.Bu durumda taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığından davacının tanıklarının dinlenmesi doğru değildir. Ancak davacı yemin deliline de dayanmış olup mahkemece davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.