YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5715
KARAR NO : 2015/1406
KARAR TARİHİ : 16.02.2015
MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2013/463-2013/642
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak dosyada pullarının olmadığı görüldüğünden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava,kira alacağı ve gecikme zammı nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı belediyeye ait iş yerini 13.06.2002 tarihli kira sözleşmesi ile kafeterya ve halı saha olarak işletmek üzere 10 yıllığına kiraladığını, kira sözleşmesinin 6570 sayılı Yasaya tabi olduğunu ve buna göre kira bedellerinin tespitinin de aynı yasa gereğince değerlendirilmesi gerektiğini, davalı tarafın 13.06.2005 tarihli dönemde kira artışıyla ilgili olarak süresinde ihbar çekmediği gibi kira bedelinin tespiti yönünden her hangi bir dava da açmadığını, bunun üzerine müvekkilinin 13.06.2005 tarihinde başlayan dönem için rayice uygun şekilde arttırarak aylık 1.820,00-TL ödeme yaptığını, ancak davalı idarenin 18.11.2005 tarihli 826 sayılı encümen kararı ile kira bedelini 13.06.2005 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 3.300,00-TL olarak ödenmesi için müvekkiline bildirim yaptığını, bunun üzerine fahiş artışı kabul etmediklerini noter aracılığıyla bildirdiklerini, davalı belediyenin amme alacaklarının tahsili usulüne dayalı takip yolu ile kendilerine ödeme emri gönderdiğini, işbu işlemin iptali için İdare Mahkemesinde dava açıldığını ve belediyenin amme alacaklarının tahsili usulüne dayalı takibe ilişkin kararının iptal edildiğini ve kararın onandığını, müvekkilinin 2005 yılı ve sonraki yıllar kira bedellerini bir önceki yıl ödediği kira bedeli üzerinden %10 dan aşağı olmayacak şekilde artış yapmak suretiyle ödediğini, bu ödemelerin belediye kayıtlarında aynen mevcut olduğunu, davalı belediyenin bu ödemeleri dikkate almadan bu defa 23.11.2010 tarihli yazı ile 2007-2010 dönemini kapsayan süre için kendisine göre yapmış olduğu kira artışı hesabıyla 179.012,67-TL ana para, 77.956,00-TL gecikme zammı ile birlikte toplam 256.968,00-TL kira borcu talebinde bulunduğunu, belirterek 2007-2010 dönemini kapsayan asıl alacak ve uygulanan faiz oranı yönünden müvekkilinin borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili,6570 sayılı Kanunun geçici 4.maddesine göre belediye encümeninin tespit ettiği kira bedellerinin kiracıya tebliğ edildiğini, yasal süre içerisinde sulh hukuk mahkemesine itiraz edilmediği için kira bedelinin davacı tarafından kabul edilmiş sayıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile davacının toplam borcunun 52.816,87 TL olduğu
gözetilerek bu kısma ilişkin davanın reddine, bakiye 204.151,80 TL lik kısım için borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dava konusu iki adet halı saha ve bir adet kafeteryanın 13.06.2002 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesi ile davalı tarafından davacıya kiraya verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık kira parasının kiraya veren tarafından tek taraflı tespitinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Kira sözleşmesi hususi şartlar 1. maddesinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45.maddesine göre yapılan ihale sonucu ilk yıl 750,00 TL bedelle diğer yılların kira bedellerinin Encümence belirlenmesi kaydı ile on yıllığına kiraya verilmesinin Belediye Encümen kararı ile uygun görüldüğü düzenlenmiştir. Bu artış şartı belli ve muayyen değildir. Davalı, davacının 2007 ila 2010 yılına ait yapması gereken ödemeleri gerek belediye encümenince kararlaştırılan kira parası gerekse belediye encümen kararı olmaksızın belirlenen kira parası üzerinden talep etmiş, Mahkemece 18.11.2005 tarihli encümen kararı ile arttırılarak belirlenen aylık 3.300,00 TL kira bedeli üzerinden hesap edilen miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu dönemlere ilişkin belediye encümeni tarafından belirlenen kira bedellerinin davalı tarafından kabul edilmediği encümen kararlarına davalı tarafından yapılan itirazlardan ve ödenen kira bedellerinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle encümen kararı ile tek taraflı olarak yapılmış olan kira artışı kiracıyı bağlamaz. Mahkemece kira bedelinin davalının kabul ederek ödediği kira bedelleri üzerinden hesap edilerek belirlenecek miktar üzerinden borçlu olmadığına karar verilmesi gerekirken, encümen kararında belirlenen kira bedeli esas alınarak sonuca gidilmesi doğru değildir.
Öte yandan özel kira sözleşmesi 1. maddesinde Encümence belirlenen taksit sürelerinde peşin ödenmeyen kira bedeli için kira alacağına her ay için 6183 sayılı kanunda belirtilen faiz hadlerinin uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.02.2004 tarih ve 2004/10-104 Esas, 2004/94 Karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde gecikme zammı nitelik itibariyle temerrüd faizidir.1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK.nun 120. maddesinde temerrüt faizi düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre; “Uygulanacak yıllık temerrüt faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi Kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faiz oranı hakkında akdi faiz oranı geçerlidir.6101 sayılı TBK.nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 7. maddesinde; “TBK.nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76. faize ilişkin 88. temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalara da uygulanır.” hükmü öngörülmüştür.Bu durumda mahkemece, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren ve görülmekte olan davalara da uygulanması gereken yukarıda açıklanan Kanun hükümleri uyarınca birikmiş faiz talebi yönünden inceleme ve araştırma yapılarak sonucu dairesinde karar verilmesi gerekirken, birikmiş faiz yönünden yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan