YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5438
KARAR NO : 2015/565
KARAR TARİHİ : 21.01.2015
MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/09/2013
NUMARASI : 2010/391-2013/323
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı maddi- manevi tazminat ve kira alacağı davalarına dair karar, davalı-karşı davacılar N.. N.. ve E.. Ş.. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Asıl dava, düğün salonu kiralama sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin sözleşmeye uygun yerine getirilmediğinden bahisle kiracı tarafından açılan maddi ve manevi tazminat, Karşı dava ise kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle kira alacağı ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 10.035,00 TL maddi ve her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere 10.000,00 TL manevi tazminata, karşı dava yönünden 1400,00 TL kira alacağının tahsiline karşı davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl davada, davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin 22.05.2010 tarihi akşamında yapılacak düğün töreni için davalılara ait düğün salonunu kiraladıklarını, düğün başladıktan kısa bir süre sonra elektriklerin kesilmesi ve düğün salonunda bulunması gereken jenaratör sisteminin sağlıklı ve yeterli şekilde çalışmaması nedeniyle, yaşamlarında önemli bir gün olan düğün törenlerinin kötü bir şekilde gerçekleştiğini, düğün için bir çok harcama yaptıklarını ayrıca elektriklerin kesilmesi nedeniyle bir kısım davetlilerin takı merasimine katılmadan düğün salonunu terk ettiklerini bu nedenle 12.000 TL civarında takı kayıpları olduğunu, saat 20.00 de başlayan ve saat 24.00’e kadar sürmesi planlanan düğün merasimine yaşanan aksaklıklar nedeniyle saat 22.30’da son verdiklerini, sonuç olarak 30.000 TL civarında maddi zararlarının olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2000.00 TL maddi ve her bir davacı için 10.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra tazminat istemini ıslah ederek 30.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde; elektriklerin kesilmesinden kısa bir süre sonra jenaratörün devreye girdiğini, düğünün davacı tarafça saat 22.30 da bitirildiğini, kendilerinin kusurunun olmadığını asıl davanın reddine karar verilmesini, karşı dava yönünden ise davalıların 1500,00 TL salon kira bedelinden 1400,00 TL sini ödemediğini, ayrıca salonlarını kötülemeleri üzerine beş adet düğün programının iptal ediliğini, belirterek 5000,00 TL maddi, 5000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ve tanık beyanları doğrultusunda davalı-karşı davacının edimlerini yerine getirmede kusurlu olduğunun anlaşıldığından bahisle 10.000 TL’si davacılara takılabileceği tahmin edilen takı bedeli ve 35,00 TL tedavi gideri olmak üzere 10.035,00 TL maddi tazminatın ve her bir davacı-karşı davalı için 10.000,00 TL olmak üzere 20.000 TL manevi tazminatın davalı-karşı davalılardan tahsiline, karşı davada ise, ödenmeyen 1.400,00 TL salon kira bedelinin davacı-karşı davalılardan tahsiline, maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına ve olayın oluş şekline göre davalı-karşı davacıların kusurulu olduğunun anlaşılmasına göre davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalanlar yerinde değildir.
2-) Davalı-karşı davacının aleyhlerine verilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarına gelince, düğün törenleri örf ve adetler gereğince yapılan törenler olup, ticari gaye ile yapılmamaktadır. Ayrıca düğün törenine katılanların takı merasimine iştirak etmesi zorunluluk olmadığı gibi, takı takılmasında amaç, evlenen çiftlerin mutluluğunu paylaşmak ve yeni evlenen çiftleri kutlamak ve nispeten evlilik hayatlarının başlangıcında destek olmaktır. Davetliler tarafından takılacak takılar, düğüne katılma ücreti değildir. Gönüllülük çerçevesinde takı merasimine katılınır. Tanık beyanlarına ve bilirkişi raporuna göre elektrik kesintisinin düğün başladıktan sonra gerçekleştiği ve sonrasında takı merasiminin yaşanan zorluklara rağmen gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Nitekim bilirkişi de raporunda 150 civarında kişinin takı merasimi sırasında davacılara takı taktığını belirtmiştir.. Takılacak takıların düğün töreni karşılığında davetlilerden alınacak bir bedel olmamasına, ayrıca elektriklerinde düğün başladıktan sonra kesilmiş olmasına, takı merasiminin de zor şartlara rağmen yapılmış olmasına ve düğün törenine katılan her ailenin de takı takmasının zorunlu olmamasına göre takı kaybı üzerinden talep edilen maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, düğüne katılan her iki kişinin bir aile olduğu ve her bir ailenin 100,00 TL takı takacağı varsayımına göre hesaplama yapılarak varsayımına dayalı olarak hesap edilen takı miktarı üzerinden maddi tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
3-Davalı-karşı davacının aleyhine verilen manevi tazminat miktarında yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece davalının düğün salonu işletmesine rağmen, elektrik kesintisi olabileceğini öngörmemesi ve elektrik kesintisi halinde alınması gerekli önlemleri almaması nedeni ile kusurlu olduğunu belirtmiştir. Düğün salonu kirasının fotoğraf ve kamera çekimi, Pasta ve içecek ikramı dahil olmak üzere 1.500,00 TL olduğu sözleşmede kararlaştırılmıştır. Düğün salonu bilirkişi raporuna göre 500 kişi kapasiteli olup, İstanbul’un … ilçesinde bulunmaktadır. Ayrıca düğün törenin aksaklıklara rağmen devam ettiği ve elektriklerin gelmesini müteakip 22.30 da davacılarca aksaklıklar gerekçe gösterilerek sona erdirildiği davalının eksikte olsa hizmeti yerine getirdiği anlaşılmaktadır.
22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda etraflıca açıklandığı üzere, manevi tazminat ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi tazminatın kapsamını takdir hakkı, kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, hak ve adalete uygun davranmalı, hukuk biliminden yararlanmalı, toplumun sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Takdir edilecek tutar, bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise, zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Bu itibarla, olayın oluş şekli, davalıların eylemlerinin niteliği ve tarafların konumları dikkate alınarak davacılar için daha makul miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde yüksek bir tazminata karar verilmesi doğru değildir
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca asıl davaya ilişkin hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 21/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.