YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5262
KARAR NO : 2015/1384
KARAR TARİHİ : 16.02.2015
MAHKEMESİ : Erzurum 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/238-2014/268
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak (kira alacağı) davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağı ve temerrüt nedeniyle taşınmazın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, kira alacağının kısmen kabulüne, tahliye davası konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de mahkemece 21.04.2014 gün 2014/238 esas ve 2014/268 karar sayılı ek karar ile gerekçeli kararın davalı vekiline 26.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, kararın davalı vekili tarafından 04.04.2014 tarihinde temyiz edildiği gerekçesi ile temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davalı vekili mahkemenin ek kararının bozulmasını, temyiz istekleri doğrultusunda kararın esas yönünden de bozulmasını talep etmiştir.
Mahkemece, davalı vekilinin temyiz istemi, süresinde yapılmadığından söz edilerek reddedilmiş ise de; PTT’ye yazılan müzekkere cevabına göre gerekçeli kararın davalı vekiline 27.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda 04.04.2014 tarihinde karar temyiz edildiğinden yerel mahkemenin süresinde temyiz dilekçesi verilmediği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin 21.04.2014 gün 2014/238 esas ve 2014/268 karar sayılı ek kararının bozularak kaldırılmasına oybirliği ile karar verildi. Dosyadaki bütün kağıtlar davacı ve davalı vekilinin temyiz dilekçesi okundu, işin esası incelendi.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekili, dava dilekçesinde, kiralananı satın alan davacıların eski malik ile imzalanan kira sözleşmesi ile kiralananda oturmakta olan kiracının, 2011 yılı Kasım ayı ayından 15.12.2012 tarihine kadar eksik ödenen 14.865 TL kira bedelini ödemesi için icra dosyasında gönderilen ve davalıya 21.01.2013 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine rağmen, kira bedellerini yasal sürede ödemediğinden, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve 14865 TL kira bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise, eski malik ile yapılan sözlü kira sözleşmesi gereğince 2012 Nisan ayına kadar olan kira bedellerini, eski malikin banka hesabına yatırdığını ve kira bedelinin 2012 yılı için 715 TL olduğunu belirterek isteminin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya veren tarafından açılması gerekir. Kiraya veren birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunludur. Kiraya veren durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır.
Olayımıza gelince; Davacılar dava konusu kiralananı 30.09.2011 tarihinde iktisap ettiklerinden bahisle 2011 Kasım ile 25.12.2012 tarihleri arasındaki ödenmeyen kira bedellerini istenmişlerdir. Yeni malikin kira bedellerini talep edebilmesi ve temerrüt nedeniyle tahliye davası açabilmesi için kiracıya taşınmazı iktisap ettiğini ve kiraların kendisine ödenmesine ilişkin ihbar gönderip bu ihtar sonuçsuz kalır ise temerrüt ihtarı gönderip buna dayalı olarak dava açması gerekir. Yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda yeni malik davacılar tarafından davalı kiracıya, kira bedellerinin kendilerine ödenmesi doğrultusunda herhangi bir ihbarname tebliğ edilmemiştir. Her ne kadar davacılar vekili tarafından davalı kiracının iktisap tarihini bildiği iddia edilmiş ise de bu iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Bu durumda davacının dava dilekçesinde belirtilen yemin teklifi hakkının bulunduğunun hatırlatılması, teklif edildiği takdirde davalıya yöneltilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalının iktisap tarihini bildiği varsayılarak önceki malike ödediği kira bedellerinde de sorumlu tutulması doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.