Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/4824 E. 2014/7345 K. 04.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4824
KARAR NO : 2014/7345
KARAR TARİHİ : 04.06.2014

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlular hakkında, kira alacağının işlemiş faizi ile beraber tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki kısmi itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı itirazında haklı olduğundan itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.)Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabet bulunmamasına ve takibe konu kira alacağının yasal süresinde ödenerek faizin yasal faizi aşan kısmına itiraz edilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2.)Takibe esas faiz oranına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 23.06.2007 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin Özel Şartlar 9. maddesinde kira paralarının zamanında ödenmemesi halinde her ay için %10 gecikme cezası ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 9. maddesinde düzenlenen “gecikme cezası” , sözleşmede kararlaştırılan temerrüt faizi niteliğindedir. Davacı icra takibinde bu düzenlemeye dayanarak aylık %10 oranında işlemiş faiz talebinde bulunmuştur.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK.nun 120. maddesinde temerrüt faizi düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre; “Uygulanacak yıllık temerrüt faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.
Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faiz oranı hakkında akdi faiz oranı geçerlidir.”
6101 sayılı TBK.nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 7. maddesinde; “TBK.nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76. faize ilişkin 88. temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalara da uygulanır.” hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda davacı icra takibinde 1.011 TL asıl alacak ve aylık %10 faiz oranı üzerinden hesap edilen 5.700,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.711,38 TL toplam alacak ve takip tarihinden itibaren asıl alacağın aylık %10 faizi ile tahsilini talep etmiş, davalı yasal süresi içerisinde bulunduğu itirazında, asıl alacak ve işlemiş faizin 475,00 TL lik kısmı üzerinden borcu kabul ettiğini, aylık %10 faiz isteminin fahiş olduğunu, bu oran üzerinden hesaplama yapılamayacağını belirterek işlemiş faizin fazlaya ilişkin kısmına itiraz etmiştir. Davacı, davalının itirazının haksız olduğundan bahisle itirazın kaldırılması talep ettiğine göre mahkemece sözleşmenin özel şartlar 9. maddesinde düzenlenen gecikme cezasının, sözleşme ile kararlaştırılan temerrüt faizi niteliğinde olmasına, TBK’nun 120. maddesine göre de tarafların kanuni temerrüt faizinin %100 ünü geçmemek üzere sözleşme ile temerrüt faizinin kararlaştırmasının mümkün olmasına göre, davalının itirazlarının TBK’nun 120 maddesi çerçevesinde değerlendirilerek, itirazın haklı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Sözleşmenin 9. maddesi “cezai şart” kabul edilerek TBK’nun 346 maddesi gereğince geçersiz olduğundan bahisle itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle kararın tahliye isteminin reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, 2 no’lu bentte açıklanan nedenlerle kararın alacağa ilişkin bölümünün ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ve onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.