Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/4459 E. 2014/7612 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4459
KARAR NO : 2014/7612
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Menfi tespit ve istirdat

Davacılar tarafından davalı hakkında menfi tespit ve icra dosyasına ödenen kira paralarının istirdadı için açılan davada, mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulü ile aylık kira parasının 300 TL’den hesaplanması suretiyle davacı yanın fazla ödediği kira parasının istirdadına, davacıların icra inkar tazminatı isteminin reddine dair verilmiş bulunan kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yukarıda tarih ve numarası yazılı karar Dairemizin 04.12.2013 gün ve 2013 / 6250 Esas 2013 / 16243 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Bu kararın incelenerek düzeltilmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davada başlangıçta yazılı kira sözleşmesi ibraz edilmemekle birlikte taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir. Bununla birlikte aylık kira parası miktarı ihtilaflı olup davacı taraf aylık kira parasının 300 TL olduğunu iddia ederken, davalı 2.000 TL olduğunu belirtmektedir. Nitekim davalı, sözlü kira sözleşmesine dayanarak davacılar hakkında Eyüp 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008 / 4085 ve 2008 / 9028 sayılı dosyalarında aylık 2.000 TL’den Mayıs 2007 – Ekim 2008 arası ayları kira paralarının tahsili için iki ayrı icra takibi yapmış, davacı da açmış olduğu işbu dava ile sürelerin kaçırılması nedeniyle icra takiplerine itiraz edilemediğini, aylık kira parasının 300 TL olmasına karşın haciz baskısı altında icra dosyalarına talep edilen miktardan ödeme yapılmak zorunda kalındığını belirterek, menfi tespit ve istirdat davaları açmıştır. Davacı tarafından yargılama sırasında 01.01.1993 başlangıç tarihli, bir yıl süreli ve aylık 300 TL bedelli kira sözleşmesi ibraz edilmesi ve davalının teklif ettiği yemin üzerine davacının aylık kira bedelinin 300 TL olduğuna dair yemin eda etmesi üzerine, mahkemece asıl ve birleşen davaların kabulü ile aylık kira parasının 300 TL’den hesaplanması suretiyle davacı yanın fazla ödediği kira parasının istirdadına karar verilmiştir. Hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.12.2013 gün ve 2013 / 6250 Esas 2013 / 16243 Karar sayılı ilamı ile kararı asıl davada davanın menfi tespit davası mı, istirdat davası mı olduğunun değerlendirilmemesi, davacının borçlu olmadığı kısım ve istirdadı gereken kısım varsa, bunların kararda ayrı ayrı gösterilerek hüküm kurulması gerekirken,infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi, birleşen davada ise, davacı yanın icra dosyasına 11.02.2010 tarihinde ödeme yapmasına karşın davanın İcra ve İflas Kanunu’nun 72 / VII maddesine aykırı şekilde bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmesinden sonra 05.04.2011 tarihinde açılması nedeniyle birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğine işaretle bozulmuştur. Bununla birlikte, her ne kadar davacı taraf kendisine teklif edilen yemini eda
ederek aylık kira parasının 300 TL olduğuna dair yemin etmiş ise de; Vergi dairesine sunmuş olduğu kira sözleşmesi dolayısıyla vergi dairesince yapılan incelemede, 07.03.2013 tarihli beyanı ile takip konusu yapılan 2007/2008 döneminde aylık 500 TL net kira parası ödediğini ifade etmiştir. Davalı ise bu durum karşısında davacının yalan yere yemin etme suçundan C. Savcılığı’na şikayette bulunmuş ve davacı hakkında açılan davada da mahkemece iddianame kabul edilmiştir. Yalan yere yemin etmek 6100 Sayılı HMK’nun 375 / g (mülga 1086 Sayılı HMUK’nun 445 / 6 ) maddesi gereği yargılamanın iadesi sebebi olup, ceza davasında verilecek karar doğrudan doğruya işbu davanın sonucunu da etkileyeceğinden, yukarıda açıklanan bozma gerekçelerine ilave olarak mahkemenin açılan ceza davasının neticesini bekleyerek sonucuna göre bir karar vermesi gerektiği bu defaki incelemeden anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklandığı üzere ilave edilmiş bu gerekçe ile de bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 04.12.2013 gün ve 2013 / 6250 Esas 2013 / 16243 Karar sayılı bozma ilamının düzeltilerek yerel mahkemenin 29.11.2012 gün ve 2011 / 206 Esas 2012 / 503 Karar sayılı hükmünün yukarıda açıklanan bozma sebebi de ilave edilmek suretiyle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene iadesine, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.