Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/3843 E. 2015/1476 K. 17.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3843
KARAR NO : 2015/1476
KARAR TARİHİ : 17.02.2015

MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2010/537-2013/659

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kiracı tarafından kiralayan aleyhine açılan borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne,davacının İzmir 23. İcra Müdüdürlüğü’nün 2008/6128 sayılı dosyasından dolayı borcu olmadığının tespitine, İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2010/1576 sayılı takip dosyasında 5.449,13-TL borcu olduğunun dava tarihi itibariyle tespitine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin kira sözleşmesinde düzenlenen muacceliyet şartı ve faize ilişkin temyiz itirazlarına gelince:
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçmişe etkili olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı kanunun görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı, faize ilişkin 88’nci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Kiracıyı koruma amacıyla getirilen TBK.nun 346.maddesindeki bu yasal düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2.maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53.maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanunun’da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354’ncü maddelerinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.
Somut olayda; Taraflar arasında düzenlenen ve hükme esas alınan 1.1.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 4.maddesinde “…ödenmeyen ayı takip eden kira bedelleri muaccel olacağına” ilişkin muacceliyet (ceza) koşuluna yer verildiği görülmekte ise de; kiralanan işyeri olup(soğuk demirci), dosya içeriğinden kiracının TTK. kapsamında tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece T.T.K.nun 14,17,1463.maddeleri, 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3.maddesi çerçevesinde kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, tacir olması durumunda hakkında TBK.nun 346. maddesinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağı, muacceliyet koşulunun geçerli olacağı, davalının tacir olmaması halinde ise TBK. 346. maddesi gereğince kira sözleşmesindeki muacceliyet hükmünün geçersiz olacağı, ayrıca davacının tacir olması yada tacir olmaması hallerinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. ve 120/f.1-2 maddeleri gereğince davalı tarafça talep edilebilecek faizin avans yada yasal faiz olup olmayacağı hususları üzerinde durulmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.