Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/3707 E. 2015/723 K. 26.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3707
KARAR NO : 2015/723
KARAR TARİHİ : 26.01.2015

MAHKEMESİ : Ağrı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2009/138-2013/524

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kiralananın zorla tahliye edilerek içerisinde bulunan eşyaların zarar görmesi nedeniyle zararın tazmini ve kiralanana yapılan faydalı imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarına gelince:
Hükme esas alınan 05.12.2003 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiraya veren idarenin 20.04.2005 tarihinde Atatürk Üniversitesinden aldığı raporda işhanının depreme dayanıklı olmadığı ve ilave kat taşıyamayacağının bildirilmesi üzerine Ağrı Valiliği Özel İdare daimi encümenin 25.05.2005 tarih ve 187 sayılı kararı ile iş hanının bulunduğu binanın güçlendirmesi için karar alındığı,davalı idarenin 09.04.2007 tarihli yazı ihtarı ile iş hanında güçlendirme yapılacağından kiralananın bir ay içinde tahliye edilmesinin istendiği, tahliye edilmeyince davalı idarenin binada yapacağı güçlendirme için binanın önüne iş hanına girişi önleyecek şekilde kum ve çakıl dökülmesi üzerine davacı kiracının 02.11.2007 tarihli dilekçesi ile Ağrı Sulh Hukuk mahkemesinin 2007/55 D işler dosyasında taşınmazda davalının her hangi bir yıkım yapmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, bu kararın davalı idareye 12.11.2007 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davalı idarenin bu tedbir kararına itiraz ettiği, davalı idarenin emniyet güçleri ile kiralananın boşaltılması için gelindiğinde bu kez Davacı kiracı 07.11.2007 tarihinde Ağrı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/58 D işler dosyasında tahliye ve boşaltma işlemlerinin tedbiren durdurulmasına ilişkin karar alındığı, karar davalı idareye 15.11.2007 tarihinde tebliğ edildiği ancak, kiralanan tahliye edilmeyince kiralanan davalı idare tarafından imar kanunun 39. maddesine göre tahliye edildiği dosya kapsamı ile 08.11.2007 tarih ve M.04.0.İÖİ.0.00.00.04/5930 sayılı yazılarından anlaşılmaktadır. Kiralanan zorla davalı idare tarafından tahliye edildikten sonra davacı kiracıya ait eşyalar davalı idare tarafından gelişi alınmadığından verilen zararın tesbiti için davacı kiracı Ağrı Sulh Hukuk mahkemesinin 2007/62 D işler dosyası üzerinden 12.11.2007 tarihinde tespit yaptırmış, tekstil malzemelerinden anlayan bilirkişi N.. A.. tespit raporunda, zarar gören malzemeleri kalem kalem belirtmek suretiyle zararın toplam 22.778 TL olduğu, inşaat bilirkişisi E.. B..’un 19.11.2007 tarihli raporunda ise binaya yapılan imalat bedellerinin 2007 yılı raiç bedellerine göre 7.734 TL olduğu belirlenmiştir.Mahkemece Atatürk üniversitesinden alınan rapor, İstanbul Teknik Üniversitesine gönderilerek rapor içeriği de dikkate alınarak acilen güçlendirme gerektirip gerektirmediği konusunda rapor istenmiş, alınan 07.10.2010 tarihli raporda, binanın depreme karşı güçlendirmesinin yapılması sonrasında bir şantiyeye döneceğinden işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün amir hükümleri gereğince bütün iş yerlerinin tahliye edilmesinin yerinde olacağı belirtilmiştir. Alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından yapılacak olan güçlendirme işleminin acil olmadığı anlaşılmaktadır.İmar kanunun 39/son maddesinde tehlike durumu yapı ve civarının boşaltılmasını icabettiriyorsa mahkeme kararına lüzum kalmaksızın zabıta marifetiyle derhal tahliye edileceği hüküm altına alınmıştır. Olayımızda binanın yıkılmasına ilişkin bir tehlike olmadığı, sadece güçlendirme yapmak için iş hanının şantiyeye dönmesinden dolayı eşya ve nüfustan arındırılmasının gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda eşya ve nüfustan arındırmak için kiralananın tahliyesinin istenip tahliye kararı almadan, tahliye için tedbir kararı olmasına rağmen zorla kiralayan tarafından kiralananın tahliye edilip eşyalarının özensiz olarak depo edilmesinden doğan zararda davacıya atfedilecek bir kusur bulunmamaktadır.Bu nedenle bilirkişilerce belirlenen zarar miktarı olan 20.086 TL’nin tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3-Davalı vekilinin imalat bedellerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince.
Davacı kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle Borçlar Kanunu’nun, 414. maddesi kapsamında vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davalı kiracıdan isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve
faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Kiralananın tahliyesi sonunda kiralayan bunları benimsemiş ve kiracı aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiştir. Mahkemece yapılan imalatların hangisinin zorunlu ve faydalı masraflar hangilerinin lüks masraflar olduğunun belirlenmesi, BK 414 maddesi (TBK 530 md) göre zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilerek bu tarihteki yıpranma payı düşülmüş rayiç bedel üzerinden değerlendirme yapılması gerekirken 2007 yılı itibariyle değerlendirme yapılarak bulunan bedele hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan
temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.