YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2525
KARAR NO : 2015/1206
KARAR TARİHİ : 11.02.2015
MAHKEMESİ : Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2013/261-2013/482
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağı ve cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalının 1998 yılında müvekkiline ait taşınmazı kiraladığını, kira sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı nedenlerle feshedildiğini ancak davalının taşınmazı tahliye etmediğini belirterek kira alacağı ve cezai şart alacağı olarak toplam 611.024,46 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile işlemiş faizi ile birlikte 170.613,65 TL kira alacağı ve 137.910,80 TL ceza-i şart alacağının asıl kiraya (120.236,48.-TL) ve cezaya 09/11/2004 dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 21/11/2011 tarihli ilamı ile “Mahkemece, ihale şartnamesinde belirtilen ve davalının da kabulünde olan ihale bedeli 5.101 TL’nin günlük karşılığının 50 katının boşaltmama cezası olarak uygulanıp, buna göre alacak miktarının hesaplanması gerekirken, muhammen bedel üzerinden hesaplama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmuş ve davanın kısmen kabulü ile; 170.613,65 TL kira alacağı ve 181.740,00 TL ceza-i şart alacağının kira alacağının asli olan 120.136,48 TL’ye ve ceza-i şarta 09/11/2004 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (9.5.1960 gün ve 1/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir.
Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaktadır (4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Mahkemece verilen önceki hükümde 170.613,65 TL (120.236,48 TL asıl kira) kira alacağının tahsiline ilişkin kısım bozma kapsamı dışında bırakılmış ve kesinleşmiş olduğu halde Mahkemece, hükümde ilk kararda olduğu gibi 170.613,65 TL kira alacağının tahsiline karar verildiği halde kira alacağının aslının 120.136,48 TL olarak gösterilmesinin maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme, 30/12/2010 tarihli ilk kararında, davacının cezai şart istemine ilişkin olarak, ihale şartnamesinde belirlenen 1.078,13 TL kira bedelinin bir günlük karşılığının 50 katının alınması ile tahliye ihtarından sonra tahliyesine kadar geçen sürenin dava tarihi gözetilmek suretiyle 02/05/2002 tarihinden 09/11/2004 tarihine kadar geçen sürede hesaplanan 921 günlük bedele uygulanması gerektiğini belirterek 137.910,80 TL cezai şart alacağının tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, sadece davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, ihale bedeli 5.101 TL’nin günlük karşılığının 50 katının boşaltmama cezası olarak uygulanıp, buna göre alacak miktarının hesaplanması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş ancak 02/05/2002-09/11/2004 dönemi esas alınarak cezai şart hesaplanması bozma kapsamı dışında bırakıldığından bu döneme ilişkin cezai şart alacağına hükmedilmesi gerektiği kesinleşmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının cezai şart alacağı 01/09/2004-21/5/2005 tarihleri arası 260 gün üzerinden 181.740 TL hesaplanmış, Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda 181.740 TL cezai şart alacağının tahsiline karar verilmiştir. Cezai şart alacağının 02/05/2002 tarihinden itibaren hesaplanması gerekirken 01/09/2004 tarihinin esas alınması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Cezai şart alacağının ilk karardan farklı olarak ve dava tarihini de aşar şekilde 21/5/2005 tarihine kadar hesaplanması ise temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.