Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/14114 E. 2015/194 K. 14.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14114
KARAR NO : 2015/194
KARAR TARİHİ : 14.01.2015

MAHKEMESİ : Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2014
NUMARASI : 2014/362-2014/614

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı kiraya veren tarafından davalı kiracı aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı kiracının itirazının bulunmaması üzerine davacı kiraya veren icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi üzerine, karar davalı kiracı tarafından temyiz edilmiştir.
Tebligat Kanununun 20-21 ve Tüzüğün 28.maddesine göre muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazıp imzalaması gerekir.
Öte yandan Tebligat Kanununun 21.maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere bir fıkra ilave edilmesine ilişkin 6099 sayılı Kanun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, maddeye ilave edilen bu fıkrada gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı öngörülmüştür.
Ne var ki tebliğ işleminin Tebligat Kanununun değişik 21/2.maddesinde belirtilen bu usule uygun olup olmadığının denetlenmesi bakımından tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde belirtilen adres ile aynı olup olmadığının tebligat memurunca tebliğ zarfına yazılması zorunludur.
Olayımızda, davalı kiracıya dava dilekçesi ve duruşma gününün muhatap çarşıda olduğundan isim ve imzadan imtina eden en yakın komşusuna haber verilmek ve haber kağıdı kapıya yapıştırılmak suretiyle muhtara tebliğ edildiği bildirilmişse de tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat yasasının değişik 21/2.maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Öte yandan haber verilen komşunun kim olduğuna ilişkin tespite yarar bir kayıt da bulunmadığından Tebligat Kanununun 21/1.maddesinde belirtilen usule de uyulmamıştır. Bu nedenle yapılan tebligat usulsüz olup davalı kiracıya yöntemine uygun dava dilekçesi tebliğ edilip, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kiralananın tahliyesine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.