Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/12955 E. 2015/248 K. 15.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12955
KARAR NO : 2015/248
KARAR TARİHİ : 15.01.2015

MAHKEMESİ : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2014/240-2014/379

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklının, davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibine, davalı borçlu tarafından itiraz edilmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak, kesinleşen icra takibi sebebiyle tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı yargılamalara katılmamış mahkemece, ödeme emrinin doğru adreste tebliğ edilmediğinden bahisle, temerrüt şartlarının oluşmadığından tahliye talebinin reddine karar verilmiştir.
Borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri, 07/03/2014 tarihinde Tebligat Yasasının 21.maddesine göre, dava dilekçesi ise bizzat davalı imzasına 02/05/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki, davalı borçlu bu tarih itibariyle, tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yolu ile ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde itirazda bulunmadığından 07/03/2014 tarihindeki ödeme emri tebligatı kesinleşmiştir.
İcra Mahkemesi, ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü varsa dahi, resen nazara alamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nu 30/05/2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28/09/2005 gün ve 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Bu durumda mahkemece, ödeme emri tebligatının usulüne uygun şekilde yapıldığının kabulü ile işin esasını incelemesi ve neticesine göre bir karar vermesi gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.