Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/12657 E. 2015/8916 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12657
KARAR NO : 2015/8916
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

MAHKEMESİ : Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/09/2014
NUMARASI : 2013/527-2014/1188

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibin 14.750 TL olarak devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı 03.12.2012 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde 08/05/2012 tarihli 5. seri numaralı 7.670,00 TL tutarlı fatura, 14/06/2012 tarihli 5. seri numaralı 7.080,00 TL bedelli fatura, 01/02/2011 tarihli 5. seri numaralı 3.540,00 TL’lik fatura bedeli olmak üzere toplam 18.290,00 TL’lik kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Taraflar arasında kira sözleşmesinin varlığı ve kira miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiracı ödeme savunmasında bulunmuş ve üç adet tediye makbuzu ibraz etmiştir. Davacı tarafın ibraz edilen makbuzlardaki imzaya itiraz etmesi üzerine Mahkemece üç adet makbuz üzerinde imza incelemesi yaptırılmış, makbuzlardan iki tanesindeki imzanın davacıya ait olmadığı, 3.540 TL bedelli olan makbuzdaki imzanın ise davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın iki adet fatura yönünden olmak üzere kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kural olarak kira bedelinin ödenmesini davalı kiracı, dava konusu alacak miktarına göre yazılı delil ile kanıtlamalıdır. Davalı şirket olan kiracı delil listesinde ticari defterlerine dayanmaktadır.
6100 Sayılı HMK’nun 222. maddesinde;”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
HMK.nun 222/5.maddesi hükmü gereği taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtlarını kabul ettiğini belirtir, ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. Davacı vekili de, delil listesinde delil olarak ticari defterlerine dayanmış, Mahkemece taraflara ticari defterlerin ibrazı için verilen kesin süre içerisinde davalı taraf defterlerini sunmuş ve onun defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, davacı taraf ise defter ibraz etmemiştir. Daha sonra davacı vekiline 01.07.2014 tarihli celsede defterlerini ibraz etmesi için ihtarlı kesin süre verilmiş, davacı yine defterlerini ibraz etmemiştir. Bu durumda Mahkemece davacının ticari defterlerini ibraz etmekten kaçınmış olması nedeniyle diğer faturalar nedeniyle de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.