Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/11869 E. 2015/8588 K. 15.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11869
KARAR NO : 2015/8588
KARAR TARİHİ : 15.10.2015

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava kira alacağının tahsili için müteselsil kefil hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne ve davalının itirazının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı ile dava dışı E. M. arasında imzalanan 01.04.2011 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmeyi davalı H.. U.. müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Davacı alacaklı vekili 01.04.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak 23.05.2013 tarihinde davalı hakkında başlattığı icra takibi ile 2013 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayları aylık 1.500 TL den toplam 4.500 TL kira parası için icra takibi başlatmış, ödeme emrinin davalıya 10.06.2013 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davalı kefil 17.06.2013 tarihli itirazında taşınmazın 20.12.2012 tarihinde tahliye edildiğini belirterek tüm borca itiraz etmiştir. Davalı kefil dava aşamasındaki savunmasında taşınmazın tahliye edildiğini yinelemiş ve bu hususta delil olarak açıkça yemin deliline dayandığını belirtmiştir. Davacı vekili ise 31.01.2014 tarihli dilekçesi ile anahtar tesliminin yapılmadığını belirtmiştir.
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Kiralananın kiracı tarafından terkedilmesi tahliye edildiği sonucunu doğurmaz, anahtar teslim edilmediği sürece kiracının kira ödeme yükümlülüğü devam eder.
Davalı kefil taşınmazın tahliye edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş ancak bu savunmasını yazılı belgelerle ispat edememiştir. Mahkemece istem gibi davalının itirazının iptaline karar verilmiş ise de; davalı kefil delilleri arasında açıkça yemin deliline de dayanmıştır. Mahkemece davalının tahliyeye ilişkin yemin teklifi, yazılı belge ile ispatı gerektiğinden bahisle reddedilmiş ise de davalının tahliye savunmasını yemin delili ile kanıtlamasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece davalının taşınmazın bildirdiği tarihte tahliye edildiği hususundaki yemin teklifi nedeniyle davacıya yemin davetiyesi tebliğ edilerek sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde yemin teklifinin reddi ile eksik araştırmayla karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.