YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11438
KARAR NO : 2015/9349
KARAR TARİHİ : 03.11.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kemer Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2014
NUMARASI : 2013/170-2014/177
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, peşin ödenen kira parasının iadesine yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların murisine ait villayı 19.10.2005 başlangıç tarihli ve 99 yıl süreli sözleşme ile kiraladıklarını, sözleşme uyarınca tüm kira parasını peşin olarak ödediklerini, müvekkilinin sağlık sorunları ve özürlülüğü nedeniyle kızının vasi olarak atandığını, sağlık sorunları nedeniyle villayı kullanamadığından … Noterliği’nin 23/06/2006 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğinin davalı tarafa bildirildiği, fesih nedeniyle iade edilmesi gereken peşin ödenen kira bedellerinin iadesi için mirasçılarına ihtarname gönderildiğini ve kira bedellerinin ödenmemesi üzerine davalılar hakkında icra takibi başlattıklarını, ancak davalıların takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili ise; davacının müvekkillerine ait taşınmazda kiracı olduğunu ancak, davacının sağlık sorunlarının sözleşmenin feshi için yeterli olmadığını, öte yandan fesih ihbarının süresinde yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, kira sözleşmesi, mahkeme kararı ile usulüne uygun olarak feshedilmediğinden ve davacının TBK. m. 331’e dayalı olarak kira sözleşmesini fesh edemeyeceği, kira sözleşmesi yürülükte olduğu için ahde vefa ilkesi gereği kiracının üzerine düşen edimleri yerine getirmek zorunda olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 19.10.2005 başlangıç tarihli ve 99 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacı kiracı 12.7.2010 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ettiğini ve kiralananı tahliye edeceğini davalılara bildirmiştir. Sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesi gereği taraflar sözleşme hükümlerine uygun davranmakla yükümlüdürler. Haklı neden olmadıkça ve usulüne uygun feshedilmedikçe kiracı, sözleşme süresi ile bağlı olup sözleşmenin süresinden önce ve haksız olarak feshi kiracı yönünden tazminat sorumluluğunu gerektirir. Kiracı kiralananın tahliye edildiği tarihe kadar kira bedellerinden bu tarihten sonra ise TBK 325. maddesine göre kiralananın kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarda ne kadar sürede yeniden kiraya verilebileceğine ilişkin uzman bilirkişilerce belirlenecek makul süre kirası ile sorumludur. Yani, kiracı sadece, sözleşmenin feshedilerek taşınmazın kiraya verene teslim edildiği tarih ile kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarih arasındaki dönemin; eş söyleyişle yeniden kiralama için gereken makul sürenin kira parasından sorumlu tutulmalıdır.
O halde; mahkemece, taşınmazın tahliye edilip edilmediği üzerinde durularak ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava konusu villanın tahliye tarihinden sonra aynı koşullarla ne kadar sürede kiraya verilebileceği saptanarak ve davacının sorumlu olacağı tazminat miktarı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar değerlendirilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de: İcra İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi uyarınca alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için talebin haksız olmasının yanında takibin kötüniyetli olarak yapıldığının da ispat edilmesi gerekir. Davalının buna ilişkin delilleri değerlendirilerek davacının kötüniyetli olup olmadığı üzerinde durulmadan mahkemece ret edilen kısım üzerinden hesaplanan %40 oranındaki kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.