Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/10917 E. 2014/11957 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10917
KARAR NO : 2014/11957
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili için tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre, ödeme emrinde yasal 30 günlük ödeme süresi gösterilmediğinden davacı alacaklının tahliye isteminin reddine ilişkin karara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı alacaklının alacağa ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili 01.07.2008 başlangıç tarihli sözleşmeye dayanarak … 7.İcra Müdürlüğü’nün 2014/3891 Esas sayılı takip dosyasında 21.03.2014 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2013 yılı Kasım Aralık ayları ile 2014 yılı Ocak Şubat Mart aylarına ait aylık 1.300.-TL’den toplam 6.500 TL kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. Ödeme emri davalı borçluya 25.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili ”sözleşmeden kaynaklanan kira borcu olmadığını, bu nedenle takibe, borca ödeme emrine faiz oranına, işlemiş faize açıkça itiraz ettiğini” bildirmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 269/2 maddesi hükmü gereğince borçlu itirazında takibin dayanağı olan kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmediği gibi, takibe konu ay kira bedelini ve borcun miktarına da açıkça itiraz etmediğinden kiracılık ilişkisi ve aylık kira bedelinin 1.300.-TL olduğu ve borç miktarı kesinleşmiştir. Borçlu itirazı ile bağlı olup itirazını genişletemez. Bu durumda davalı borçlunun takip konusu borcu davacıya ödediğini İİK’nun 269/c maddesindeki belgelerle kanıtlamalıdır. Davalı borçlu, kira bedellerini bankaya yatırırken herhangi bir açıklama yapmadan yatırmış,davacı da yapılan ödemelerin önceki aylara ait kira borcuna mahsup edildiğini savunmuştur. Davalı borçlunun, kira bedellerini herhangi bir açıklama yapmadan bankaya yatırması ve davacı alacaklının savunmasına göre kira sözleşmesi başlangıç tarihinden itibaren yapılan ödemeleri gösterir hesap ekstrelerinin incelenerek yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda takip tarihi itibariyle borç miktarı belirlenerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ;Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle tahliye isteminin reddine ilişkin kararın ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın alacağa yönelik olarak BOZULMASINA ve onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 05/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.