YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10441
KARAR NO : 2015/494
KARAR TARİHİ : 20.01.2015
MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2011/567-2013/480
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar Dairemizin 29/04/2014 gün ve 2014/3667-5386 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava KDV alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalının temyizi üzerine Dairemizin 29.04.2014 tarih ve 3667/5386 sayılı kararı ile onanmış, onama kararı üzerine davalı tarafından süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Davacı vekili; belediyeye ait dava konusu taşınmazın … Belediyesi tarafından 18.05.2005 tarihli sözleşme ile davalı şirkete kiraya verildiğini, … belediyesinin 5748 sayılı yasa kapsamında kapatılarak … Belediyesine devrolunması ile kiralayan sıfatının davacı … Belediyesine geçtiğini, kira sözleşmesinin 5.maddesinde artış şartı bulunduğunu, buna göre kira bedelinin 17.05.2010 tarihinden itibaren arttırılarak ödenmesi gerektiğini, buna ilişkin olarak … belediye Encümeninin 10.04.2010 tarihli kararı ile kira parasının sözleşmeye uygun şekilde 41.776,69 TL olarak belirlendiğini, ancak davalının ilk ay kira bedelinin 30.195 TL sonraki aylar kira bedelinin ise 27.600 TL olarak ödediğini, öte yandan söz konusu kiralama işinin KDV’ye tabi olması nedeniyle tahakkuk eden kira bedelleri için ayrıca %18 oranında KDV ödenmesi gerektiğini, bu konuda davalıya yazılı bildirimde bulunulmasına rağmen davalının bildirim gereğini yerine getirmediğini, sonuç alarak davalı tarafından ödenmeyen veya eksik ödenen kira bedellerine yönelik olarak İzmir 26.İcra Müdürlüğünün 2010/12720 sayılı dosyası üzerinden KDV alacağına yönelik olarak ise İzmir 26.İcra Müdürlüğünün 2010/13226 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını ancak davalının her iki icra takibine de itiraz ettiğini belirterek KDV alacağına yönelik olarak başlatılan icra takibi nedeniyle itirazın iptali ve %40 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise KDV alacağına yönelik açılan davada görevli mahkemenin Vergi Mahkemesi olduğunu, sözleşme uyarınca ilk beş yılın kira parasının peşin olarak ödendiğini, beş yıllık süre bittikten sonra 17.05.2010 tarihinden itibaren geriye doğru Üfe oranında artış yapılarak 17.05.2010 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 41.776,69 TL olarak belirlenmesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, öte yandan Belediyelerin tacir olmadığını ve fatura kesmelerinin mümkün olmadığını, dolayısıyla ödenen kira bedellerine KDV talep etmelerinin hukuka aykırı olduğunu, belediyelerin doğrudan yaptıkları kiralama işlerinin KDV’den istisna olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece kiralama işinin KDV’ye tabi olduğuna ilişkin alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
1- Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre HUMK.nun 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymadığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istemi yerinde değildir.
2-Davalının KDV alacağının matrahına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 18.05.2005 başlangıç tarihli ve 15 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile belediyeye ait arsa niteliğindeki taşınmaz üzerine akaryakıt istasyonu tesis edilmek ve işletilmek üzere davalıya kiraya verilmiştir. Sözleşmede kira parası aylık net 27.600 TL olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin 5/B.maddesinde; “Kira bedeli ihale ile 1 yıllık süre için belirlenmiş olup bu bedel her yıl kanuni oranlarda arttırılacaktır. Beş yıllık kira bedeli peşin nakden ve defaten sözleşme tarihinde ödenecektir. Bakiye kira bedeli aylık olarak ödenecektir. ………Kira bedeli net olarak ödenecek olup KDV, stopaj vs. tüm vergiler …kiracıya aittir.” hükmü bulunmaktadır. Davacı belediye beş yıllık sürenin dolduğu 17.05.2010 tarihinden itibaren sözleşmedeki “kira bedeli ihale ile 1 yıllık süre için belirlenmiş olup bu bedel her yıl kanuni oranlarda arttırılacaktır” hükmünden hareketle sözleşme bedeline 18.05.2006 tarihinden itibaren her yıl ÜFE oranından artış uygulayarak 18.05.2010 tarihi itibariyle ödenecek aylık kira bedelini 41.776,69 TL olarak belirlemiş ayrıca akaryakıt istasyonu kiralamalarının KDV’ye tabi olduğuna ilişkin İzmir Vergi Dairesi Müdürlüğünün 26.01.2011 tarihli yazısından bahisle davalıdan kira bedeline %18 oranında KDV ödenmesini talep etmiştir. Hükme esas alınan 19.02.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda; davaya konu taşınmazın belediyenin iktisaditeşebbüsü içerisinde kaldığı bu nedenle kiralama işinin KDV’ye tabi olduğu belirtilerek aylık 41.776,69 TL kira bedeli üzerinden takip tarihi itibariyle davalının 52.638,60 TL KDV, 5.264,54 TL işlemiş faiz alacağı olduğu belirtilmiştir. Ancak davacının sözleşmedeki artış şartı uyarınca KDV alacağının konusunu teşkil eden aylara yönelik kira alacağı için İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1201 esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 03.04.2013 gün ve 2012/13873 esas 2013/5934 karar sayılı kararı ile; “…….sözleşmedeki artış şartı muayyen olmamakla birlikte davalı cevap dilekçesinde TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artış yapılacağını kabul ettiğinden TÜİK’in yayınladığı 12 aylık ortalamaya göre mayıs ÜFE endeksi oranında artış yapılarak, fark kira tespit edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir” gerekçesi ile bozulmuştur. Şu durumda KDV alacağının konusunu teşkil eden aylara yönelik kira alacağına ilişkin açılan davada verilecek hüküm doğrudan KDV alacağını etkiler nitelikte olup davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olması nedeniyle mahkemece İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesine görülmekte olan alacak davası sonucunun beklenerek ona göre karar verilmesi gerektiği bu defaki inceleme sonucunda anlaşılmış olup hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 29.04.2014 gün ve 3667-5386 sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene iadesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.