Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2014/10352 E. 2015/99 K. 13.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10352
KARAR NO : 2015/99
KARAR TARİHİ : 13.01.2015

MAHKEMESİ : Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2012
NUMARASI : 2012/63-2012/682

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalılar ve davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlular aleyhine kira parasının tahsiline yönelik yapılan icra takibine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklılar icra hukuk mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve davalı borçluların %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmeleri isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile itirazın 27.482 TL üzerinden kaldırılmasına, takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve her iki tarafın % 40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi üzerine, karar davacı alacaklılar vekili ve davalı borçlular vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı borçluların temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı alacaklıların temyiz itirazlarına gelince;
İcra takibinde ve davada dayanılan ve karara esas alınan 01.05.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede yıllık 45.000 Euro kira parasının her yılın 1-5 Mayıs tarihleri arasında ödeneceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin özel şartlar bölümü 2. maddesinde, yeni kira döneminde kiracının kiralananı tahliye edeceğini bildirmiş olması halinde tahliye edeceği tarihe kadar geçecek müddet için kira parasını peşin olarak ödeyeceği, özel 5. maddesinde, kiracı tarafından kira paralarının banka hesabına yatırılmasının eksik yatan kira borcu ya da kira miktarı yönünden kabul anlamına gelmeyeceği, özel 10. maddesinde, kiracının kiralananı süresi bittiği tarihte veya yeni kira dönemi içinde bir tarihte boşaltmak isterse, sürenin dolmasından veya tahliye edeceği tarihten en az bir ay öncesinden yazılı olarak haber vermek zorunda olduğu ve özel 16. maddesinde de, yıl sonunda kiracı tarafından akit yenilenmek istendiği takdirde, kiraya verenin yazılı rızası olmak şartıyla kira parasının maksimum % 5 artışla ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu şartlar geçerli olup tarafları bağlar. Kiracılık süreci içinde davalı borçlu kiracı şirket 15.04.2011 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile 01.05.2011 tarihinde sona erecek kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğini, kiralananın 30.06.2011 tarihine kadar kadar tahliye edileceğini davacı alacaklılara bildirmiştir. Bununla birlikte sözleşme sonunda kiralanan tahliye edilmeyip, borçlu davalı kiracı şirket tarafından kullanılmaya devam edilmiştir. Bunun üzerine davacı alacaklılar da, yenilenen kira döneminde sözleşmedeki artış şartına göre yıllık 47.500 Euro üzerinden ödenmeyen 17.250 Euro bakiye kira alacağının tahsili için Antalya 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011 / 11471 sayılı dosyasında icra takibi başlatmışlardır. Örnek 7 ödeme emirlerinin davalı borçlulara 26.12.2011 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, yasal süresi içinde takibe itiraz eden davalı borçlular, takibe konu edilen kira borçlarının olmadığını, sekiz aydır aylık 3.750 Euro üzerinden banka hesabına yatırılan kira paralarının çekincesiz şekilde tahsil edildiğini, davacı alacaklıların aradan geçen bunca süreden sonra kira artışı talebinde bulunmalarının hukuka aykırı olduğunu, kira sözleşmesinin özel 16. maddesine göre, kira parasının artışı için kiraya verenlerin yazılı rızalarının arandığını, davacı alacaklılar yenilenen kira dönemi başında böyle bir artış bildiriminde bulunmadıklarından kira paralarının artışsız olarak ödendiğini, yine maksimum düzeyde kira artışı istenmesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, diğer yandan kira paralarının aylık ödenmesi konusunda taraflar arasında teamül oluştuğunu belirterek, icra takibini durdurmuşlardır. İtiraz üzerine açılan açılan işbu davada da, savunma olarak aynı itirazlarını yinelemişlerdir. Mahkeme uyuşmazlığa ilişkin yaptırmış olduğu bilirkişi incelemesi çerçevesinde davacı alacaklıların aylık 3.750 Euro üzerinden yapılan kira ödemelerine uzun süre sesiz kalmaları nedeniyle yıllık kira parasının 45.000 Euro, aylık kira parasının ise 3.750 Euro olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı borçluların takip öncesinde 18.750 Euro ödemiş oldukları, bu durumda takip tarihi olan Aralık 2011 ayına kadar ödenmesi gereken kira parasının 30.000 Euro olduğu, davalı borçluların 11.250 Euro borçlarının bulunduğu gerekçesi ile itirazın 11.250 Euro karşılığı 27.482.63 TL üzerinden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen ve karşı çıkılmayan kira sözleşmesinde yıllık kira parası, ödeme zamanı ve artış oranı açıkça düzenlenmiştir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi gereği bu artış şartı yasa gereği basiretli bir tacir olması gereken davalı borçlu kiracı şirketi bağlar. Bu durumda borçlu kiracının yenilenen kira yılı itibariyle sözleşmedeki artış oranına uygun artışlarla kira parasını ödemesi gerekir. Davacı alacaklılar da, sözleşmeye uygun kira artışı ile yenilenen kira döneminde eksik ödenen kira paralarının tahsili için icra takibi yapmışlardır. Davacı alacaklıların sözleşme koşullarında kira parasının ödenmesini istemelerinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davalı borçluların kira parasını aylık ödemeye dönüştürüp, herhangi bir artış yapmadan banka hesabına yatırmaları ve bu ödemelerin davacı alacaklılar tarafından tahsil edilmesi, özellikle sözleşmenin özel şartlar bölümü 2. maddesi gözetildiğinde davalı borçluları sözleşmeye uygun ödemede bulunmaları yükümlülüğünden kurtarmaz. Yazılı kira sözleşmesinde kararlaştırılan ödeme zamanı ve artış oranı karşısında bu konuda taraflar arasında zımni anlaşma yapıldığı iddiası dinlenemez. Bu durumda mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu çerçevesinde sözleşmedeki artış oranına uygun ödenmesi gereken kira farkları yönünden, yargılama sürecinde yapılan ödemelerin infazda nazara alınması gerektiği belirtilmek suretiyle itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda (2 ) No’lu bentte yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 13/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.