Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/9960 E. 2013/12501 K. 17.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9960
KARAR NO : 2013/12501
KARAR TARİHİ : 17.09.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tahliye

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin tarımsal sulama alet ve ekipmanlarının satışını yaptığını, mevcut işyerinin dar olması nedeniyle yetersiz kaldığını, kiralananı 24.02.2012 ihtiyaca dayalı olarak satın aldıklarını belirterek davalının tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olmadığını, taşınmazın devrinin muvazaalı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi, henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Somut olayda; davacı kiralananı 24.02.2012 tarihinde satın almış, 09.02.2012 tarihinde davalıya tebliğ edilen ihtara dayalı olarak 06.09.2012 tarihinde bu davayı açmıştır. Dinlenen davacı tanıkları davacının, davaya konu yerin bitişiğinde tarımsal sulama alet ve ekipmanlarının satışını yaptığını, davacının mevcut işyerinin yaptığı işe yetmediğini belirtmişlerdir. Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda da davacının halen faaliyette bulunduğu işyerinin 19m2 büyüklüğünde olup yapılan iş için yetersiz kaldığı belirtilmiştir. Yapılan işin niteliği ve kapasitesi nazara alındığında daha geniş bir yerin tahsisinin gerekli olduğu dinlenen tanıklar ve bilirkişi raporu ile sabittir. Davacı iktisap ettiği dava konusu yer için 6570 sayılı Kanunun 7/d maddesine dayanarak bu davayı açmıştır. İktisabın muvazaalı olduğuna ilişkin savunma ve delillerin bu davada incelenme yeri bulunmamaktadır. Mevcut delil durumuna göre davacının ihtiyacının gerçek ve samimi olduğu kanıtlanmakla birlikte dava konusu taşınmazın ihtiyaca elverişli olup olmadığına ilişkin bir araştırma veya tespit yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece bu yön üzerinde durulup bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.