Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/9381 E. 2013/12150 K. 10.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9381
KARAR NO : 2013/12150
KARAR TARİHİ : 10.09.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeni ile tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının kiracı olarak bulunduğu taşınmazı 14/12/2011 tarihinde satın aldıklarını, müvekkillerinin dava konusu taşınmaza işyeri olarak ihtiyaçları bulunduğunu, davalının süresinde keşide edilen ihtara rağmen kiralananı tahliye etmediğini belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ihtiyaç iddiasının gerçek, samimi ve zorunlu olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. İhtiyaç iddiası tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabilir. 6570 Sayılı Yasanın 7/c-d maddesine göre işyeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın varlığının kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte olması, en azından halen iş yapılan yerle eşdeğer nitelikte bulunması gerekir. Eşdeğerlik durumu varsa mülkiyet hakkına üstünlük tanınmalıdır. Bu iki halden birisinin varlığı ihtiyacın kabulü için yeterlidir. Her iki halin birlikte olması gerekmez.
Tahliye tehdidinin varlığı davacı tarafından ileri sürülmemiş ise mahkemece kendiliğinden nazara alınamaz. Oysa kiralananın halen iş yapılan yerden üstün olduğu ileri sürülmemiş olsa bile ihtiyaç iddiasının içinde bu husus da mevcut olduğundan mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak kıyaslama suretiyle bu hususun belirlenmesi gerekir.
Somut olayda; davacı kiralananı 14/12/2011 tarihinde satın almış, 03/01/2012 tarihinde davalıya tebliğ ettirdiği ihtarname ile ihtiyaç iddiasında bulunmuştur. Dava 6570 Sayılı Yasanın 7/d maddesindeki koşula uygun olarak 03/07/2012 tarihi itibariyle süresinde açılmıştır. Davada taraflar keşif deliline dayanmış, ne var ki mahkemece mahallinde mukayeseli keşif yapılmadan hüküm verilmiştir. Yukarıda açıklanan ilke doğrultusunda davacıların halen kullandığı yer ile dava konusu yerin mukayesesinin yapılması için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yerinde keşif yapılması gerekmektedir. Mahkemece uzman bilirkişi yada bilirkişiler eşliğinde mahallinde mukayeseli keşif yapılarak hangi taşınmazın üstün vasıflı olduğunun belirlenmesi ile tanık dahil tüm taraf delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.