YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/917
KARAR NO : 2013/2216
KARAR TARİHİ : 11.02.2013
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, 29 adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 26 adet taşınmazın satılarak ortaklığının giderilmesine 3 adet taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından satışına karar verilen taşınmazlar yönünden temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, satış aşamasında taşınmazlara yeniden kıymet takdir edileceğinin anlaşılmasına ve taşınmazların satış bedelinin tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paylaştırılacağının anlaşılmasına göre davalıların…, …,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,… ve… parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalıların … ve… nolu parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK.’nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Olayımıza gelince;Davaya konu… nolu parselin paydaşlarından … ve …’in davada taraf olarak yer olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu paydaşlar sağ ise kendilerinin, ölü ise ibraz ettirilecek mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya dahil edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davaya konu … nolu parselde ise; taşınmaz tapu kaydına göre tarla vasfında olup 12500 m2 yüzölçümündedir. Mahallinde yapılan keşfe katılan bilirkişi kurulunun 31/11/2011 tarihli raporlarında … nolu parsel tapu kaydında 12500 m2 ise de yüzölçümünün 5550 m2 geldiğini, 5550 m2 olarak düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Paydaşlığın giderilmesi istenilen taşınmazın tapudaki yüz ölçümü fiili duruma uymuyorsa görevli mahkemede
açılacak dava yoluyla tapu kaydındaki yüzölçümünün düzeltilmesi için taraflara süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi gerekir. Mahkemece … nolu parselin tapu kaydındaki miktarı ile keşfen belirlenen miktarı arasındaki farklılık üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde çelişkili bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
3- …,…,…,…,…,… ve … nolu parsellere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Olayımıza gelince; Dava konusu edilen ve satışına karar verilen …,…,…,…,… ve … parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunun muhdesatlar yönünden mahkemece verilen hükümde “bilirkişi raporlarına yapılan oranlamaların dikkate alınmasına” karar verilmiş ise de satış bedelinden muhdesatla ilgili hangi paydaşa hangi oranda pay verileceği ve hangi bilirkişi raporunun esas alınacağı belirtilmemiştir. O halde yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde oranlama yapılarak satış bedelinin de bu esaslara göre dağıtılması gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle hükmün …,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,… ve… nolu parsellere ilişkin kısmının ONANMASINA, 2 ve 3 nolu bentlerde yazılı nedenlerle …,…,…,…,…,…,… nolu parsellere yönelik kısmının BOZULMASINA ve onanan kısım için taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011.38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 21.15.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenlerden alınmasına, 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.