Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/9029 E. 2013/11468 K. 03.07.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9029
KARAR NO : 2013/11468
KARAR TARİHİ : 03.07.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, iktisap ve iş yeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyaç iddiası samimi olmadığından tahliye isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6570 Sayılı Yasanın 7/c ve d maddesi gereğince işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istenebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olması, iş yerinin de yapılacak işe uygun ve elverişli olması gerekir. Dava açıldığı tarihte doğmamış bir ihtiyaç nedeniyle tahliye istenemez. Ancak, yakın bir tarihte gerçekleşmesi muhtemel ihtiyacın da tahliye nedeni olarak kabul edilmesi gerekir.
Davacı vekili dilekçesinde müvekkilinin 05.09.2011 tarihinde kiralananın satın aldığını 14.09.2011 tarihinde kiralananın satın aldığından ve kendi ihtiyacı için kullanacağından bahisle 6 ay içinde tahliye edilmesini davalı kiracıya ihtarname ile bildirdiğini, buna rağmen kiralananın tahliye edilmediğini belirterek kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde taşınmazın daha önce tapuda … adına kayıtlı ise de, taşınmazın mülk sahibinin gerçekte …’ın babası olduğunu, …ın babası, dedesi ve şimdiki mülk sahibinin kiralanana gelerek tahliye etmesini, dükkanın bitişiğindeki dükkandaki kiracısı … Lokantasının dükkanı büyütmek istediğini, bu nedenle kendisine vereceklerini, bu nedenle dükkana ihtiyaçları olduğunu kendisine ise başka bir sokakta bulunan dükkanlarını kiralamayı teklif ettiklerini kendisinin kabul etmemesi üzerine kiralananın …’ın eniştesi olan davacıya satıldığını, davacının ihtiyacının samimi olmadığını, amacın kendisinin kiralanandan tahliye edilerek, bir başkasına kiraya vermek olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tahliyesi istenilen taşınmazın bilirkişi raporuna göre dar ve küçük cepheli olması, davacı tanık anlatımlarına göre davacının köyde yaşaması, herhangi bir önceye dayalı ticaretinin bulunmaması, eskiden şoför olması, kimi tanığa göre davacının sebze meyve satacak olmasının beyan edilmesi, kimine göre et ve et ürünleri satacak olmasının beyan edilmesi, ihtarnamede ve dava dilekçesinde ne gibi bir işyerinin işletileceğinin açıklanmamış olması hususları ile davalı tarafın önceki malikin muvazaalı satış yoluyla işyerini davacıya devrederek davalının tahliyesini sağlama iddiası ve davalı tanıklarının anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacının dava konusu yeri işyeri açmak
için satın almadığı, işyeri ihtiyacı iddiasında samimimi olmadığı, bu işyerinin yapmak istediği işi karşılayacak yeterlilikte olmadığı, davacının iş ehliyeti yönüyle bu işi veya işleri yapmaya ehil olmadığı kanaatine varıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ihtiyacının samimi olup olmadığına ilişkidir. Dava dilekçesinde kiralanana ne için ihtiyaç duyulduğunun belirtilemesi zorunlu olmayıp, yargılama sırasında açıklatılması yeterlidir. Davacı vekili tarafından 06.11.2012 tarihli celse de kiralanana şarküteri ve organik tarım ürünleri satış yeri açmak üzere ihtiyacının olduğu belirtilmiştir. Davacı tanıkları davacı …’un eski şoförlerden olduğunu, köyde yaşadığını, taşınmazı ihtiyacı için satın aldığını beyan etmişler, Davacı Tanığı … davalının az da olsa tarım ürünleri işi ile uğraştığından ürünlerini burada satmayı düşündüğünü, Davacı Tanığı … davacının köyde yetiştirdiği ürünleri satmayı düşündüğünü, Davacı Tanığı … ise “Köyde yetiştirdiği hayvanları kesip satmayı ve yetiştirdiği sebze meyveleri satmayı düşündüğünü” belirterek davacının ihtiyacının samimi olduğunu doğrulamışlardır. Her ne kadar davalı tanıkları üç kişinin kiralanana gelerek kiralananın bir başkasına kiraya verileceğini, davalıya da başka bir dükkanın teklif edildiğini beyan etmişlerse de, teklifte bulunanın kiraya veren olmaması karşısında bu beyanlar davacıyı bağlamaz. Diğer yandan mahkemece kiralananın davacının yapmak istediği işi karşılayacak yeterlilikte olmadığı belirtilmişse de; 16/01/2013 tarihli bilirkişi raporunda kiralananın dar olmasını belirtmesine karşılık “kiralananın tadilat gerek olmaksızın şarküteri olarak kullanılabileceğine yönelik” mütalası karşısında taşınmazın yapılmak istenen işe yeterli olmadığı yönündeki mahkemenin gerekçesi de yeterli değildir. Ayrıca Şarküteri işi ile uğraşmak için her hangi bir eğitim yahut belge de gerekmediğinden, mahkemenin davacının yapılmak istenen iş için ehil olmadığına ilişkin gerekçesi de yerinde değildir. Davacı ihtiyacının samimi olduğunu ve kiralananı bu amaçla satın aldığını kanıtladığına göre kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle ihtiyaç iddiasının samimi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 03.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.