Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/8106 E. 2013/10460 K. 13.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8106
KARAR NO : 2013/10460
KARAR TARİHİ : 13.06.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, fena kullanım nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının müvekkiline ait taşınmazda 1.1.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, kiracının kira artırımını kabul etmemesi ve kiralananda yapmak istediği değişikliklere müsaade edilmemesi üzerine, kiracının çocukları tarafından tehdit edildiğini, buna ilişkin açılmış davaların ve soruşturmaların devam ettiğini, bu nedenle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, duruşmalara katılmamış ve savunmada bulunmamıştır.
Tebligat Kanunun’da 6099 sayılı yasayla yapılan değişiklik, 14.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Tebligat Kanununun 10. maddesi “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.01.2011 – 6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmünü, T.K.’nun 21/2. maddesi (Ek fıkra:11.01.2011 – 6099 S.K./5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükümlerini içermektedir.
Olayımıza gelince; Davalı …’ya gönderilen dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildiren davetiye Tebligat Yasasının 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, UYAP tan yapılan araştırma sonucuna göre, tebligat yapılan adresin mernis adresi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup Hakim tarafından re’sen(kendiliğinden) her aşamada dikkate
alınmalıdır. Mahkemece, davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir yöntemine uygun tebligat yapıldıktan sonra, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının bozma nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.