Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/5627 E. 2013/16337 K. 05.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5627
KARAR NO : 2013/16337
KARAR TARİHİ : 05.12.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı kiracı …’nın temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı kefil … İmalat İnşaat San.Tic.Ltd.Şti.’nin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde 01.04.2009 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olan davalı … tarafından ödenmeyen 2010 yılı Kasım, Aralık ile 2011 yılı Ocak, Şubat, Mart aylarına ait toplam 8000 TL kira alacağının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.04.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı şirket sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olup, sözleşmenin özel şartlar 16. maddesinde kiracı kiralananda kaldığı sürece kefilin kefaletinin devam edeceği kararlaştırılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.03.2006 gün ve 2006/6-78 Esas-2006/88 Karar sayılı kararında kabul edildiği üzere Borçlar Kanunu’nun 484 (TBK 583) maddesi uyarınca yazılı şekilde düzenlenmiş süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkca gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişi, sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca kiracının ödemekle yükümlü bulunduğu kira paralarından kefil sıfatıyla kiralayana karşı sorumludur. Zira böyle bir durumda kefilin sorumluluğu süre ve miktar itibariyle sınırlıdır. Kefil sorumluğunun kapsamını ve sınırlarını bilmelidir. Kira süresinin 6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanunu’nun 11. maddesi (TBK 347) gereğince uzaması durumunda uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için öncelikli kefilin olması, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süre ve miktar ile sınırlı olacağının açıkça gösterilmiş olması gerekir. Ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir. Olayımızda kira sözleşmesinin 16. maddesinde kiracı kiralananda kaldığı sürece kefilin kefeletinin devam edeceği belirtilmiş ise de; kefilin sorumlu olacağı azami süre ile azami miktar gösterilmediğinden müteselsil kefil olan
davalının sorumluluğu sözleşmenin başlangıç tarihi olan 01/04/2009 tarihinden itibaren bir yıl süre ile sınırlıdır. Davacı, kefilin sorumlu olduğu bu dönemden sonra gelen 2010 Kasım-2011 Mart dönemi kira parasının tahsilini istediğine göre bu durumda mahkemece davalı kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı kefilin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.