YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4620
KARAR NO : 2013/14897
KARAR TARİHİ : 06.11.2013
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili istemiyle yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece 4200 TL alacak için yapılan icra takibine yönelik itiraz nedeniyle açılan davada, davanın kısmen kabulü ile takibin 2400,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacağın 1800 TL’lik kısmına ilişkin olarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının ret edilen alacağa yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; davacı tarafından hüküm, reddedilen alacak kısmına yönelik olarak, 27.02.2013 tarihinde temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesi katılma yolu ile temyiz dilekçesi niteliğinde değildir. 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 21.7.2004 tarih, 5219 sayılı kanunla değişik 427.maddesi ve 5236 sayılı kanunun 19.maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa eklenen Ek madde 4 uyarınca yeniden değerleme oranına göre ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2.3.2005 tarih ve 9-82 esas ve 126 karar sayılı ilamı uyarınca temyiz konusu edilen reddedilen alacak hüküm tarihinde 1820,00-TL’nin altında bulunduğundan hükmün davacı yönünden kesin olması nedeniyle davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davalının temyiz itirazları yönünden ise, davacı tarafından 01.02.2010 tarihli 2 yıl süreli kira sözleşmesinin davalı kiracı tarafından haksız olarak süresinden önce feshedildiğinden bahisle yapılan icra takibi ile sözleşme hükmü gereğince, taşınmazın boş kalması nedeniyle 3 aylık kira parasını tazminat olarak talep edilmiştir. Sözleşme de taşınmazın 3 ay önce yapılacak ihtarla feshedilebileceğinin kararlaştırılmış olmasına göre makul sürenin üç ay olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu süre nazara alınarak tazminata hükmedilmesi gerekirken, bilirkişi tarafından belirlenen taşınmazın yeniden kiraya verilebileceği makul süreye göre tazminata hükmedilmesi doğru değilse de, davacı tarafından reddedilen kısma yönelik olarak usulüne uygun katılma yolu ile kararın temyiz edilmemiş olması ve incelemenin davalının temyizine yönelik olması nedeniyle temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Buna göre dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, davalının kiralananı haklı feshettiğine dair bir ihtarının bulunmamasına ve sözleşmenin matbu kısmında ki 8. madde de, sözleşmenin feshi için öngörülen bir aylık ihbar süresinin, taraflarca hazırlanan ek sözleşme gereğince 3 ay olarak kararlaştırılmış olduğu anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
SONUÇ: Yukarıda (1) No’lu bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz isteminin hüküm davacı yönünden kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) No’lu bentte yazılı nedenlerle yerinde görülmeyen davalının temyiz istemlerinin reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıdan alınmasına 06/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.