Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/2181 E. 2013/12836 K. 23.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2181
KARAR NO : 2013/12836
KARAR TARİHİ : 23.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, ödenmeyen kira parasının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile 01/03/2008-01/03/2009 dönemine ait kira bedeli borcundan bakiye 15.000 TL’nin tahsilini talep etmiştir. Davalı ise kiralananın 03/08/2008 tarihinde davacıya teslim edildiğini, bu tarihe kadar olan tüm kira borçlarını ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı kiracının kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Bununla birlikte davacı kiraya verenin bu yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasının önlemesi için kendisine düşen ödevi yapmak durumundadır. Bu durumda davacının zararı, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir.
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.
Olayımıza gelince; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01/03/2007 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiralananın 03/08/2008 tarihinde tahliye edildiğini savunmuş, davacı ise bu hususta beyanda bulunmamıştır.Kiralananın anahtarı yöntemine uygun teslim edilmediği sürece kiralananın kiracının işgalinde olduğunun kabulü gerekir. Yasal anahtar teslimi bizzat anahtarı kiraya verene vermek suretiyle veya tevdi mahalli tayini suretiyle
yapılır. Davalı dava konusu kiralananın 03/08/2008 tarihinde tahliye edildiğini bildirmiş ise de buna ilişkin bir belge sunmamıştır. Bu nedenle öncelikle tahliye hususunda davacının beyanı alınarak, gerektiğinde anahtar teslimi konusunda yemin teklif etme hakkı olduğu davalıya hatırlatılarak kiralananın tahliye edilip edilmediğinin belirlenmesi gerekir. Davalı tarafından kiralananın tahliye edildiğinin ispatlanması halinde; mahkemece yeniden kiraya verilebilecek süre konusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak tahliye tarihine kadarki ve buna ilaveten tahliyeden sonra yoksun kalınan kira alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.