Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/15924 E. 2014/7561 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15924
KARAR NO : 2014/7561
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tazminat

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Gerekçeli karar evrakının davalı vekiline 11.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği ancak tebliğ sırasında vekilin ceza evinde olduğu tebliğ evrakından anlaşılmakla beraber tutuklu veya hükümlü olduğu konusunda açıklık bulunmamaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 53. Maddesinde ” Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır. Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz. Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar” düzenlemesi bulunduğundan vekilin hükümlü olması halinde cezasının infazı tamamlanıncaya kadar avukatlık görevini yapamayacağında kuşku bulunmamaktadır. Yine 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 42. Maddesinde ” Bir Avukatın ölümü veya meslekten yahut işten çıkarılması veya işten yasaklanması yahut geçici olarak iş yapamaz duruma gelmesi hallerinde, baro başkanı, ilgililerin yazılı istemi üzerine veya iş sahiplerinin yazılı muvafakatini almak şartiyle, işleri geçici olarak takip etmek ve yürütmek için bir Avukatı görevlendirir ve dosyaları kendisine devir ve teslim eder. Ayrıca durumu mahkemelere ve gerekli göreceği yerlere bildirir. Bu hükümler Avukatlık ortaklığı hakkında da kıyasen uygulanır. Yukarıki fıkrada yazılı işlere ait kanuni süreler, dosyaların devir ve teslimine kadar işlemez. Şu kadar ki, bu süre üç ayı geçemez. Kendisine görev verilen Avukat haklı sebepler göstererek bunu reddedebilir. Ret sebeplerinin yerinde olup olmadığına baro yönetim kurulu karar verir. Vekalet görevi, temsil edilen Avukatın talimatına bağlı olmaksızın, bu görevi yapan avukatın sorumluluğu altında yürür. Yapılan işlerin ücretini, kendisine vekil olunan Avukat öder. Anlaşmazlık halinde ücretin miktarı baro yönetim kurulu tarafından belirtilir düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda avukatlık yasasının 42.maddesine göre işlem yapılıp kararın davalı vekiline usulünce tebliğinden sonra tekrar gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.