Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/15223 E. 2013/17379 K. 26.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15223
KARAR NO : 2013/17379
KARAR TARİHİ : 26.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, ziynet ve bir kısım ev eşyaları ile çeyiz eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ziynet eşyalarına ilişkin davanın reddine, eşyalara ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiyor.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin ziynet eşyaları ve yargılama giderleri hakkında verilen karara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 2010 yılında boşandığını, müvekkiline düğünde takılan 5 adet 22 ayar bilezik ve 2 adet küpe, çeyiz ve ev eşyalarının davalıda kaldığını belirterek bu ziynet eşyaları ile çeyiz ve ev eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelleri olan 10.500.- TL’nin tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacıya üç adet bilezik takıldığını, bir tanesinin davacının babasına verildiğini, kalan iki adet bilezik ile küpeyi evi terk ederken üzerinde götürdüğünü, yün yatak yorgan, oyalı yazma gibi çeyiz eşyalarının davacının aile tarafına verildiğini, aynen iadenin her an mümkün olduğunu savunmuştur.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla
saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır.
Olayda, davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce götürme fırsatı elde edemediğini, ziynetlerin miktarını dinlettiği tanık beyanları ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı delil listesinde yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya ziynetlerin miktarı ile ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafda kaldığı konusunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabulüne karar verilen çeyiz eşyalarını daha önce iade etmeyerek davanın açılmasına sebebiyet veren davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması da doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.