Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/14949 E. 2013/15816 K. 25.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14949
KARAR NO : 2013/15816
KARAR TARİHİ : 25.11.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin iptali-Tahliye

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin iptali ve tahliye davasına dair karar, davalı … Madencilik ve İnş.San.Tic.Ltd.Şti. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira sözleşmesinin iptali ile davalıların kiralanandan tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece muvazaalı olarak düzenlenen kira sözleşmesinin iptali talebinin husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalıların tahliyesine karar verilmiş, karar davalı şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmiştir.
6100 Sayılı HMK.nın hukuki dinlenilme başlıklı 27. maddesinde, “davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak yargılama ile ilgili olarak; bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan madde gerekçesinde; “hukuki dinlenilme hakkı Anayasanın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gereklidir. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir” denilmek suretiyle konuya açıklık getirilmiştir.
Somut olayda, davalı şirkete çıkartılan tebligat, muhatabın adresten ayrıldığından bahisle iade edilmiş ve bu davalıya ilgili ticaret sicil odasından adres araştırması yapılarak yeniden tebligat çıkartılıp, dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun tebliğ edilmeden, davalı şirket hakkında yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olacak şekilde hüküm kurulmuştur. Taraf teşkili sağlanmadan karar verilemez. Mahkemece yapılacak iş davalı şirket adına dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyenin yöntemine uygun şekilde tebliğinin sağlanması, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan, sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.