Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/14897 E. 2013/17220 K. 24.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14897
KARAR NO : 2013/17220
KARAR TARİHİ : 24.12.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Menfi tespit

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, davacı borçlunun yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve icra inkar tazminatına ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacının yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında davalıya ait … plakalı Renault Clıo marka otomobilin 10.12.2010 tarihinde bir gün süreyle günlük 70 TL bedelle davacıya kiralandığı, söz konusu aracın 11.12.2010 günü saat 17.35 sularında … Beldesi’nden Kabubağ istikametine seyir halinde iken direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu yolun sağında bulunan ağaçlık alana girip ön kısmından ağaca çarparak hasar gördüğü, aracı kiralayan davalının da kaza sebebiyle … Sigorta’dan 24.01.2011 tarihinde 6.313 TL ve Auto Online Otomotiv’den de 29.01.2011 tarihinde 9.187 TL aldığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Davadaki uyuşmazlık, davalı kiraya veren tarafından yaşanan trafik kazası dolayısıyla kira sözleşmesinin altında boş olarak ekli bonoyu 6.327 TL bedelli olarak doldurarak … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011 / 530 sayılı dosyası ile davacı hakkında icra takibi yapması nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı noktasındadır. Takibe yasal süresinde itiraz etmeyen davacı, 8.4.2011 tarihinde açmış olduğu işbu dava ile takip dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Her ne kadar mahkemece yapılan yargılama sonucu davalının araçta meydana gelen hasar bedelini sigorta şirketinden alması nedeniyle davacının bir borcunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı cevap dilekçesinde, takibe konu ettiği alacağın otomobilin bedeline ilişkin olmayıp, aracın sigorta poliçesinde gösterilen değer ile tahsil ettiği bedel arasındaki fark, kırksekiz günlük iş kaybından kaynaklanan zarar, otomobilde bulunan GPRS cihazının sökme takma bedeli, aracın perte çıkması ve kasko poliçe bedelinin üzerinde kalması nedeniyle bunun bedeli tutarında maruz kalınan zarar, otomobilin deposu dolu olarak kiraya verildiğinden akaryakıt bedelinden dolayı alacağı miktar olup, davalının daha önce yapmış olduğu ödemenin mahsubundan sonra kalan miktarı icra takibine konu ettiğini açıklamıştır. Başka bir anlatımla davalı, davacı hakkında yapılan icra takibinin konusunun araç bedeli dışında kalan ve kira sözleşmesinden kaynaklanan diğer alacaklar olduğunu savunmaktadır. Mahkeme ise, sadece araç bedelinin davalı tarafından sigortadan tahsil edilmesi nedeniyle ve
bununla sınırlı kalarak yaptığı değerlendirme sonucu hüküm kurmuştur. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davalının alacak kalemleri olarak beyan ettiği, yukarıda açıklanan hususlar konusunda davalıdan delil ve belgeleri sorulup, aralarında sigorta konusunda uzman bir bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi kurulundan alacağın varlığı konusunda rapor alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermekten ibaret iken, yazılı şekilde eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.