Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/1455 E. 2013/13225 K. 30.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1455
KARAR NO : 2013/13225
KARAR TARİHİ : 30.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kiracı tarafından kira sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile altı aylık kira miktarı kadar tazminat ile kiralananda bulunan eşya ve malzeme bedelinin davalıdan tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek bozma doğrultusunda karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Mahalli mahkemece verilen ilk kararın incelemesi sonucunda dairemizce 09.07.2012 gün ve 2012/5501-10339 sayılı ilamı ile davacı vekilinin temyiz itirazları red edilmiş ve davalı yararına ise “Mahkemece mağazada bulunan ve sökülüp taşınması mümkün olmayan bir adet jeneratör ile iki adet klimanın bilirkişi raporunda belirtilen değerleri toplamı olan 7250 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ise de, bu eşyaların aynen iadesi mümkün olduğuna ve açılan davada da aynen iadesi değil bedelinin tahsili istendiğine göre, aynen iadesi mümkün olan eşyaların bedeli istenemeyeceğinden davacı vekilinin eşyaların aynen iadesi yönünde bir talebinin de bulunmadığı nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.”denilerek bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verildikten sonra bozma konusu yapılan kısımla sınırlı olarak hüküm kurulmuştur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması, bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup korumaktır. Bozma üzerine önceki karar tamemen ortadan
kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonra da mahkemece HMK.nun 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır. Mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme sonunda bütün talepler hakkında yeniden bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, 30.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.