Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/12354 E. 2013/14033 K. 21.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12354
KARAR NO : 2013/14033
KARAR TARİHİ : 21.10.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından, davalı … ve müteselsil kefil … hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davalı kiracı …’nın taşınmazdan tahliyesine, itirazın kaldırılması isteminin davalı … bakımından kısmen kabulüne, şartlar oluşmadığından tarafların tazminat taleplerinin reddine, müteselsil kefil …’ın kefilliğinin bir yıl ile sınırlı olduğundan kefil için istemin reddine karar verilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davacı vekilinin kefil …’a yönelik temyiz itirazlarına gelince; 27.07.2011 tarihinde başlatılan icra takibine dayanak yapılan ve karara esas alınan 15.08.2008 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kefil icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazında adi kefil olduğunu ve asıl borçluya karşı takibe geçilmeden kefile müracaat edilemeyeceğini bildirerek takibe itiraz etmiştir. Kira sözleşmesinin özel şartlar sekizinci maddesine göre kefilin bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı açıktır. Kefilin sorumluluğunun bir yıl ile sınırlı olmayıp taraflar arasındaki sözleşme yürürlükte kaldığı sürece devam edeceği hüküm altına alınmıştır.
Borçlar Kanun’unun 484.maddesi uyarınca kefaletin geçerliliği, kefilin sorumlu olacağı belli bir miktarın gösterilmesi koşuluna bağlıdır. Başka bir deyişle kefilin sorumluluğundan söz edilebilmesi için belirli bir sürenin ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarın sözleşmede belirlenmiş olması gerekir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.03.2006 gün ve 2006 / 6-78-88 sayılı kararı da bu yöndedir. Yasanın bu hükmü kefaletin geçerlilik koşullarındandır. 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unun 589. Maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiş olup kefilin sözleşmede belirtilen sürenin sonuna kadar sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Olayımıza gelince; Kefil sorumluluğunun kapsam ve sınırlarını bilmektedir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin beş yıl süreli olduğu ve müteselsil kefilin sorumluluk süresi kapsamında olduğu ve kefile yönelik olarakta takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından mahkemece kefil yönündende itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.