Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/11239 E. 2013/13095 K. 26.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11239
KARAR NO : 2013/13095
KARAR TARİHİ : 26.09.2013

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi(… Aile Mahk.)
DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının davalı eşinden görmüş olduğu şiddetten dolayı ortak ikametgahtan hiç bir eşyasını alamadan ayrıldığını belirterek liste halinde bildirilen ev eşyaları ile ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eşya bedeli olan 1.000.TL’nin tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının taraflar arasında yaşanan kavgadan sonra anne ve babası ile müşterek haneye gelerek tüm şahsi eşyalarını araca yükleyip, ziynetleri ise üzerinde götürdüğünü ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
1-Davacının ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır.
Olayda, davacı kadın şiddete uğradığını ispat etmiş ise de, evden anne ve babası ile birlikte ayrıldığından ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu, zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanık beyanları ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline dayanmış olduğundan davacıya ziynetlerin elinden alındığını, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Davacının çeyiz eşyalarına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece her ne kadar çeyiz eşyalarının davacı kadın tarafından evden ayrılırken alınmadığı, davalıda kaldığı iddiasını ispatlanamadığı, bazı eşyaların davalının ailesi tarafından davacıya bildirildiği halde davacının eski eşyaları gidip almadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş ve bir kısım davalı tanıkları tarafından davacının ortak evden anne ve babası ile birlikte bir kaç poşet eşya götürdüğü bildirilmiş ise de, talep edilen eşyaların tümünün niteliği gereği poşet içinde taşınmasının mümkün olmadığı, evden davalı eşden gördüğü şiddet nedeniyle ayrılan davacının tekrar eve gelip davalı tarafta kalan eşyaları alması hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğinden ve mahkemece giyim eşyaları dışında kalan diğer çeyiz eşyalarına ilişkin istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümünün reddine karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) No’lu bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.