Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/11023 E. 2013/12754 K. 19.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11023
KARAR NO : 2013/12754
KARAR TARİHİ : 19.09.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tahliye

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, itirazın kaldırılması, kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya ve takibe dayanak yazılı kira sözleşmesi 15.07.2011 başlangıç tarihli olup, bir yıl sürelidir. Sözleşme Kahraman Dere vekili … tarafından imzalanmış, ancak icra takibi ve davanın açılması davacı … tarafından yerine getirildiğinden, mahkemece kiralayan tarafından açılmayan işbu davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı … tarafından davaya dayanak 24.01.2013 takip tarihli icra dosyasında, Ocak 2013 ay kira parasının davalıdan tahsilini istemiş, davalı ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine, 06.02.2013 günlü dilekçe ile icra takibine itiraz ederek, mal sahibi …’nin bilgisi dahilinde oturmuş olduğu dairenin dış tahta kapısı yerine çelik kapı takdirdığını, ayrıca dairenin mutfak, banyo, tuvalet ve su tesisatlarının onarımının yapıldığını, ödemenin … adına, daire kirasına karşılık faturası alınarak ödendiğini iddia ederek, borca itiraz etmiş, davacının takip yapma yetkisine itiraz etmemiştir.
Evrak içerisinde bulunan … 1. İcra Müdürlüğünün 2012/4468 takip sayılı icra dosyasında 24.02.2012 gününde başlatılan icra takibi ile davacı … ile birlikte, … takip alacaklısı olarak yer almış, davalı tarafça ödemediği iddia olunan Ocak, Şubat 2012 aylar kira paraları ile muaccel hale gelen dönem sonuna kadarki tüm aylar kira bedellerinin tahsili talep edilmiştir. Davalı kiracının bu takibe 19.04.2012 tarihinde yapmış olduğu itirazında; kendisinin …’nin kiracısı olduğu daire kiralarının takip alacaklısı …’nin banka hesabına yatırıldığını, davacı …’nin yatırılan kiralardan haberi olduğunu savunmuştur. Yine dosyada işbu takibe itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi için davacı … tarafından açılan davanın yargılaması neticesinde davalı kiracı vekili, davacının dava açma sıfatına karşı çıkmamış, kira bedellerinin takip tarihinden önce ödendiğini savunmuştur. Dairemize ait 25.12.2012 günlü Yargıtay bozma ilamı içeriğine göre de davacının dava açma sıfatından dolayı bir uyuşmazlığı bulunmadığı kanaatiyle takibe konu borcun tamamının yasal ödeme süresi içerisinde ödenmediğinden ve temerrüt olgusu gerçekleştiğinden bahisle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği bozma nedeni yapılmış, bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde ise İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk Mahkemesince tahliye kararı ile itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
Bu durumda, taraflar arasında çıkan ilk uyuşmazlıktan sonra taraflar arasında kiracılık ilişkisi ve davalının kiralayan sıfatı kesinleştiğinden davacı …’nin tahliye davası açmasında ve kira bedellerinin tahsilini istemesinde isabetsizlik yoktur. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, davacının kiralayan sıfatının bulunmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.