Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/10941 E. 2013/12924 K. 24.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10941
KARAR NO : 2013/12924
KARAR TARİHİ : 24.09.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Olayımıza gelince; davalının … ile düzenlediği 1.5.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracısı olduğu dükkan nitelikli taşınmaz, davacı tarafından 23.8.2011 tarihinde satın alındıktan sonra, davacı 20.4.2012 tarihinde keşide ve 25.4.2012 tarihinde tebliğ ettirdiği ihtarname ile, satın alma keyfiyetini ve kiralanana çocukları ile birlikte iş yeri açacağından ihtiyacı olduğunu, taşınmazın sözleşmenin bitim tarihi olan 1.5.2012 tarihinde tahliye edilmesini davalıya bildirmiştir. 30.5.2012 tarihinde, süresinde açmış olduğu işbu dava ile de, kiralananda oğulları ile birlikte bakkal dükkanı açmak istediğini belirterek, iş yeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Davalı ise, ihtiyacın samimi olmadığını, uyuşmazlığın davacının talep ettiği kira parası üzerinde anlaşılamamasından kaynaklandığını, kiralananın halen bakkal dükkanı olarak kullanılıp, kira paralarının düzenli şekilde ödendiğini, davacı ve çocuklarının bugüne kadar ticari bir faaliyetlerinin olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Emekli öğretmen olan davacı ve oğlu …’in halen bir işinin bulunmadığı ve kiralananın davalı tarafından bakkal dükkanı olarak kullanıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davadaki uyuşmazlık, ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olup olmadığı noktasındadır. Her ne kadar davalı tanıkları, taraflar arasındaki kira parası konusundaki pazarlıklara tanıklık ettiklerini, davanın da kira parası konusunda anlaşılamaması üzerine açıldığını beyan etmişlerse de, satın alma ile kira sözleşmesinin halefi olan davacının, kira parasının günün rayicine göre artırılmasını istemesi, iş yeri olarak kiralanana ihtiyacının samimi olmadığını göstermez. Diğer yandan, tarafların kabulünde olduğu gibi, her iki tarafın tanıklarının da ifade ettiği üzere davacı ve oğlu …’in halen bir işi bulunmamaktadır. Mülkiyet hakkına dayanarak kiralananda kendi işlerini yapmak istemeleri
doğaldır. Bununla birlikte dinlenen davacı tanıkları, davacının oğlu …’in burada cep telefonu, kontür vb. satışı işi yapacağını beyan etmişler, mahkemece yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen 7.3.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise, taşınmazın konumu, çevre koşulları, ulaşım durumu, kullanım alanı ve ticari aktivitesi itibariyle bakkallık işine uygun olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda kiralananın davacı tanıklarının sözünü ettikleri cep telefonu satışı işine uygun olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yer almamaktadır. Bu durumda mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınarak, gerekirse yerinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak kiralananın belirtilen cep telefonu satış işine uygun olmadığının saptanmasından sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.