Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2013/10540 E. 2013/12619 K. 18.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10540
KARAR NO : 2013/12619
KARAR TARİHİ : 18.09.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı ve davalılardan … tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla kiracı ve kefil hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı … 23. İcra Müdürlüğünü 2012/7982 E. sayılı dosyası ile kiracı olan davalı … Grup Eğitim İç ve Dış Tic. Ltd. Şti ve kefil olan davalı … hakkında 01.10.2010 tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesine istinaden başlattığı icra takibi ile kira sözleşmenin 8. maddesindeki artış hükümüne rağmen eksik ödenen 2011 yılının Kasım ayından 2012 yılının Mayıs ayına kadar, artıştan kaynaklan kira bakiyesi 14.380,00 TL nin, sözleşmenin 6. maddesindeki muacceliyet şartı gereğince muaccel hale gelen 2011 yılının Haziran ayından 2017 yılının Kasım ayına kadar kira parası olan 1.107.926,53 TL nin ve 321,47 TL işlemiş faizinin tahsilini ve kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Kefil olan davalı borçlu kefaletin sona erdiğinden bahisle, kiracı olan borçlu ise kira sözleşmesindeki ÜFE oranındaki artışın geçersiz olduğundan kira farkı talep edilemeyeceğinden, muacceliyet şartının gerçekleşmemiş olduğundan takibe konu aylar kirası talep edilmeyeceğinden ve davacının hem muaccel olan kiraları talep edip hemde kiralananın tahliyesini talep edemeyeceğinden bahisle borca itiraz etmişlerdir.
Davacı alacaklı tarafından, her iki davalı hakkında açılan davada; mahkemece, sözleşmedeki muacceliyet koşulu geçerli olduğundan ve ayrıca kefil olan borçlunun da kefaletinin sona erdiğini kanıtlayamadığından alınan bilirkişi raporu doğrultusunda itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabulü ile takibin 790.406,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, itirazın kaldırılmasına %20 si oranında icra inkar tazminatına ve davalı şirketin kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, karar davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere, kefil olan davalının kira sözleşmesinde kefaletinin devam edeceği sürenin ve sorumlu olacağı üst limitin belirlenmiş olmasına, kefilin kefaletinin sona erdiğini yazılı belge ile kanıtlayamamasına, kira sözleşmesinin 6. maddesinde 2 ay üst üste kira parasının süresinde ödenmemesinin muacceliyet şartı kabul edilmiş olması ve daha önce 2012 yılının Ocak ayından Nisan ayına kadar olan kira parasının yapılan icra takibinden sonra ödenmiş olmasına, muacceliyet şartının geçersizliğine ilişkin 6098 Sayılı TBK.nun 346 maddesinin kiracının TTK. da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarından 6353 Sayılı Yasanın 53. maddesi ile yapılan değişiklikle 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanma imkanının bulunmamasına göre, kiracı olan davalı şirketin tahliyeye ilişkin, kefil olan davalının ise tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacı alacaklının, alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince; taraflar arasında 01.10.2010 tarihli 7 yıl süreli aylık 15.000 TL kira bedelli kira sözleşmesine ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 8. Maddesinde taraflar kira bedeline ilişkin olarak “ Dönem sonunda kiracı kiralananda oturmaya devam etmek isterse taraflar yeniden bir araya gelerek yeni döneme ilişkin yazılı sözleşme yapacaktır. Her yıl kira artışı TUİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılacaktır. “ düzenlemesine yer verilerek kira parasının ne şekilde arttırılacağı kararlaştırılmıştır. Artış belirli, muayyen ve uygulanabilir niteliktedir. Takip konusu alacak 2. yıl kirasına ilişkin olduğuna göre davacı TUİK tarafından açıklanan ÜFE on iki aylık enflasyon ortalaması oranı üzerinden hesap edilerek belirlenecek artışa göre oluşan kira parası üzerinden, kira parasının ödenmesini talep edebilir. Ayrıca sözleşmede artışın kararlaştırılmış olması nedeniyle, kiracıya ihbar yapılması gerekli değildir. Bu nedenle mahkemece karara esas alınan ve artış hükmünün geçerli olmadığı belirtilen, bilirkişi raporu bu yönden karar vermeye yeterli olmadığı gibi; bilirkişinin 6217 Sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi gereğince muacceliyet şartına ilişkin TBK.nun 346 maddesinin işyerleri içinde 5 yıl sonra uygulanacağından, 2017 yılı Temmuz ayına kadar muaccel kiraların talep edilebileceği, bu aydan sonraki muaccel kiraların ise talep edilemeyeceğine ilişkin hukuki değerlendirmesi de, yürürlüğe girmeyen yasa maddesine göre uygulama yapılamayacağından yerinde değildir. Nitekim 6353 Sayılı Yasanın 53. maddesi ile de 6217 Sayılı Yasanın Geçici 2. Maddesinde değişikliğe gidilerek söz konusu süre 8 yıla çıkarılmıştır. Belirtilen tüm bu nedenlerle bilirkişi raporu karar vermeye yeterli ve elverişli değildir.
Mahkemece, uzman hesap bilirkişisinden davalının takibe itirazları ve sözleşme hükümleri çerçevesinde yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve sözleşme hükümleri ile Türk Borçlar Kanun’unun hükümlerine uygun düşmeyen hukuki değerlendirmeler içeren bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda (1) No’lu bentte yazılı nedenlerle kararın tahliyeye ilişkin kısmının ONANMASINA, (2) No’lu bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın alacağa ilişkin kısmının BOZULMASINA, kararın alacağa yönelik olarak eksik inceleme nedeniyle bozulmuş olması nedeniyle davalı şirketin esasa ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, onanan kısım için temyiz harcı perşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.