YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15771
KARAR NO : 2013/1992
KARAR TARİHİ : 07.02.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Önalım
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davacılardan … tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, fiili taksimin varlığının kabulü ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Önalım hakkına ilişkin bulunan 10396 parsel sayılı taşınmazdaki, 24.9.2008 tarihinde yapılan pay satışı ile davalı, halen paydaşlığı devam eden …’ın 16/195 payını satın almış ve bu alınan payın satıcıya ait olan bir adet bağımsız bölüme isabet ettiğini savunmuştur. Mahallinde yapılan keşif ve neticesinde düzenlenen bilirkişi raporlarına göre, davaya konu taşınmaz üzerinde kısmi bodrum-zemin ve 1 normal kat ile kullanılmayan çatı katından oluşan betonarme binanın varlığı belirlenmiş, bilirkişilerce dairelerin kimler tarafından kullanıldığı açıklanmıştır. Ancak, bilirkişilerin bu belirlemeleri, keşif sırasında taşınmaz başında dinlenilmesi gerekli tanık beyanlarına, dosyaya taraflarca ibraz olunan belediye vergi tahsilat makbuzları ile dairelere ait su ve elektrik abone sayaçları üzerinde yapılmış bir incelemeye dayandırılmamıştır.
Mahkemece, her ne kadar 2. kat 4 nolu dairenin satışa konu yapıldığı kabul edilmiş ise de, dosyada mevcut emlak vergi beyannamesinde davacı … tarafından vergisi yatırılan daireninde 4 nolu daire olduğu belirtilmiş, bilirkişilerce yapılan açklamada dairelerin numaraları tek tek açıklanmamış, 2. normal kattan söz edilmeyip, 1. normal kattaki dairelerden birinde tarafların annesi …’nin, diğerinde ise …’ın tasarrufundaki dairenin davacı …’ın tasarrufuna geçtiği belirtilmiş, bu dairenin 2.9.2008 tarihindeki icraen satışa konu edilen daire olup olmadığı üzerinde durulmamıştır.
Bu durumda eksik inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde fiili taksimin varlığının gerektirdiğinden bahisle davanın reddi hatalı olduğundan, mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak, tarafların kullana geldikleri bağımsız bölümlerin tek tek daire numaraları, bulundukları katlar belirtilmek üzere tespit edilmesi, elektrik ve su sayaçlarının kimler adına kayıtlı olduğunun ve hangi daireye ait bulunduğunun belirlenmesi ve ayrıca yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda satış öncesinde fiili taksimin mevcut olup olmadığı tereddüde meydan vermeyecek şekilde belirlenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.