YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12349
KARAR NO : 2012/1199
KARAR TARİHİ : 02.02.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Önalım
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık önalım hakkının kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde, davalının satın aldığı önalıma konu pay nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın haksız ve yersiz olduğunu ve taşınmaz paydaşlar arasında fiilen taksim edildiğini belirterek reddini savunmuştur. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Olayımıza gelince; Davaya konusu önalım hakkına konu payın bulunduğu … parsel sayılı taşınmazın içerisinde çeşitli meyve ağaçlarının bulunduğu, bahçeli ev olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı taşınmazın paydaşlar arasında taksim edildiğini, her bir paydaşın kendi ağaçlarına baktığını ve semeresinden faydalandığını ve satıcıdan satın aldığı yeri görerek satın aldığını, taşınmazın taraflar arasında ayrımının yapıldığını, taşınmazın şuyulandırma sonucu oluştuğunu, satılan ve içinde ev olan taşınmazın kime ait olduğunun belli olduğunu belirtilerek fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Yukarıdaki ilkede açıklandığı üzere,fiili taksim savunması davanın her aşamasında ileri sürülebildiğinden davalının fiili taksim savunmasının araştırılması, yerinde keşif yapılarak,tanık dahil tüm taraf delilleri toplanıp eylemli paylaşım olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.