YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11784
KARAR NO : 2012/70
KARAR TARİHİ : 16.01.2012
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, bir adet taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, Hüküm, Davalılar …, … ve … vekili tarafından, müvekkillerine usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeksizin, taraf teşkili sağlanmadan yokluklarında yargılama yapılarak karar verildiğinden bahisle temyiz edilmiştir.
Tebligat Kanunu’nun 16 ve Tebligat Tüzüğünün 22. maddesine göre; tebligat yapılacak kişi ile aynı adreste oturan kişilere veya hizmetçilere yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, tebligat çıkartılan adresin tebligat yapılacak şahın en son adresi olması, şahsın tebligat yapılan adresten geçici olarak ayrıldığının veya o anda, orada bulunmadığının tebliğ memuru tarafından tespit edilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; temyiz eden …, … ve … dahil on dokuz davalının “… Köyü …” adresinde ikamet ettiğinden bahisle çıkartılan dava dilekçesi ve duruşma gününü içeren tebligatlar aynı adreste ikamet ettiğinden bahisle “yeğeni” sıfatı ile …’a tebliğ edilmiştir. Davalıların adreste bulunmama sebebi tebligat parçasında belirtilmemiş olması nedeni usulsüzdür. Davalılar …, … ve … vekilinin de müvekkillerinin dava dilekçesinde belirtilen adreste oturmadıklarını ve davadan haberdar olmadığını beyan etmesi karşısında, usulünce taraf teşkili sağlandığı söylenemez. Bu nedenle usulünce taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, usulünce taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, davaya konu taşımaza ilişkin dosya içerisinde mevcut tapu kaydında paydaşlara ait paylar toplamı, taşınmazdaki pay sayısına eşit değildir. (tapu kaydında hisse oranı %100 olması gerekirken %101,14 olarak gösterilmiştir.) Bu durumda mahkemece yanlışlığın nereden kaynaklandığı tespit edilerek, gerektiğinde ilgililere tapuda kayıt tashihi için dava açması için süre verilerek, neticesine göre karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan karar verilmesi de doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerlea hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.