Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2011/11266 E. 2012/76 K. 16.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11266
KARAR NO : 2012/76
KARAR TARİHİ : 16.01.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Önalım

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, önalıma konu payın iptali ve tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin dava konusu parselde müşterek malik olduğunu, taşınmazın bir kısım paydaşlar hisselerini 25.12.2009 ve 3.2.2009 tarihlerinde 44.749.20.-TL bedelle davalıya sattıklarını, satıştan müvekkilinin haberi bulunmadığını belirterek önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Davalı vekili ise, davalının satıştan haberdar olduğunu, hisseleri toplam 90.000.-TL’ye satın aldığını, tapuda düşük gösterildiğini keşfen gerçek değerinin belirlenerek tesbit edilecek bedelin depo ettirilmesini savunmuştur.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Önalıma konu payın bulunduğu 189 parselden davalının 25.12.2009 ve 3.2.2009 tarihinde ayrı ayrı pay satın aldığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili 18.3.2011 tarihinde yapılan keşifte dava konusu hisseyi eski hissedarlardan satın aldığında eski malikler arasında fiili taksimin mevcut olduğunu, buna göre hisse satın aldığını, aldığı hisse üzerinde evin bulunduğunu, bu evin müvekkili tarafından kullanıldığını beyan ederek fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Fiili taksim savunması yukarıda açıklandığı gibi yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi önalıma konu payın bulunduğu taşınmazda paydaşlar arasında taksim edilip eylemli bir kullanma varsa mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi hallerde savunmanın genişletilmesi söz konusu olmaz. Mahallinde yapılan keşifte fen bilirkişisi … tarafından düzenlenen 22.3.2011 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu parsel üzerinde uydu görüntüsünde görüldüğü üzere hissedarlar tarafından ayrı ayrı yerler kullanıldığı ve parsel içinde evler ve sonradan açılan ve fiili olarak kullanılan yollar olduğu belirtildiği halde hissedarların kullandığı yerler ve evlerin hangi hissedarlar tarafından kullanıldığı belirtilmemiştir. Bu nedenle davalının fiili taksim savunması üzerinde durularak, varsa bu konuda taraf delillerinin toplanması gerekirse mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak önalıma konu payın bulunduğu taşınmazda eylemli olarak kullanım durumunun belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.1.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.