Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2010/5156 E. 2010/6597 K. 01.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5156
KARAR NO : 2010/6597
KARAR TARİHİ : 01.06.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava önalım nedeniyle önalıma konu payın iptali ve tescili istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından taşınmazın fiilen taksim edildiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Olayımıza gelince; davacı vekili dava konusu taşınmazın paydaşlarından …’ın payını üçüncü kişi olan davalıya sattığını belirterek satılan bu payın önalım nedeniyle iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiş ancak temyiz aşamasında taşınmazın paydaşlar arasında fiilen taksim edildiğini her bir paydaşın yerinin belli olduğunu nitekim satın aldığı kısmın çitle çevrili olup bina yapıldığını savunmuştur. Fiili taksim savunması yargılama hitamına kadar davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Bu gibi hallerde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Bu nedenle mahkemece davalının fiili taksim savunması üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 1.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.